Kürsü
KuruluÅŸ Olgusu Olarak Malazgirt
Follow @dusuncemektebi2
Orta Çağ Anadolusu'nda kazanılan bu parlak Selçuklu zaferi, Türk milletinin Anadolu toprakları üzerindeki doğuşunun mükemmel bir sembolü olarak değerlendirilir.
Dünya üzerinde yaÅŸayan insanların çoÄŸu, milletlerinin kuruluÅŸunu onlara hatırlatan özel bir tarihî olayı gönüllerinde kıymetli bir yere koyarlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaÅŸları için bu tarihî olay, Anadolu coÄŸrafyasının Türklerin vatanı haline gelmesini sembolize eden Malazgirt Meydan Muharebesi’dir (26 AÄŸustos 1071).
Bu savaÅŸta kudretli ve uzun ömürlü bir Hıristiyan imparatorluÄŸun yöneticisi olan IV. Romanus Diogenes’in (Romen Diyojen) bizzat kumanda ettiÄŸi devasa Bizans ordusu, Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın yönetimindeki Müslüman Türklerden oluÅŸan çok daha küçük bir ordu tarafından Bizans’ın doÄŸu sınırındaki Malazgirt yakınlarında maÄŸlup edildi. Hem Müslüman, hem de Hıristiyan kaynaklar Bizans Ä°mparatoru’nun esir alındığını ve akabinde Sultan tarafından onurlu bir ÅŸekilde salıverildiÄŸini tasdik ederler.
Bu muharebe, Hıristiyan Bizans Ä°mparatorluÄŸu’nun DoÄŸu Anadolu’daki nüfuzunu yok etmiÅŸ ve günümüzde ‘Türkiye’ olarak adlandırılan ülkenin TürkleÅŸmesi ve MüslümanlaÅŸması baÅŸlamıştır. Alp Arslan, Haçlı Seferleri döneminde, 12. ve 13. asırlarda Suriye, Filistin ve Mısır’da bir baÅŸka Hıristiyan düÅŸmana, yani Franklara karşı çarpışan mücahitler için haklı olarak bir rol modeli olarak görülebilir.
900 yılı aÅŸkın bir süre önce yapılan bir muharebenin günümüz Türkiye’sinde hâlâ böylesi bir gururla hatırlanması nasıl mümkün oluyor?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarihe yakın bir alaka göstermiÅŸ ve Anadolu’yu 11. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yönetmiÅŸ olan Selçuklular üzerine yoÄŸunlaÅŸmıştı. Daha sonra M. Altay Köymen, Fuat Köprülü ve Osman Turan gibi 20. yüzyılın meÅŸhur Türk bilginleri de Selçuklular, bilhassa da Malazgirt Muharebesi üzerine çalışmalar yaptılar. Onlar gibi tarihçiler için Orta ÇaÄŸ Anadolu’sunda kazanılan bu parlak Selçuklu zaferi, Türk milletinin Anadolu toprakları üzerindeki doÄŸuÅŸunun mükemmel bir sembolü olarak görülebileceÄŸi kısa süre içinde netlik kazandı. 12. yüzyıla gelindiÄŸinde Konya’yı kendisine merkez yapan Müslüman Selçuklu Devleti, Konstantinopolis’in 1453 yılında Osmanlılar tarafından fethiyle gücünün doruÄŸuna ulaÅŸan Anadolu’daki benzer diÄŸer devletlerin öncüsü oldu.
Sultan Alparslan ile Nizamülmülk
Alparslanların elinde yanan meşale
1971 yılına tekabül eden Malazgirt Meydan Muharebesi’nin 900. yıldönümünde bu olayın hatırasına özel paralar, madalyalar ve posta pulları hazırlanmış ve bunlar Türkiye’nin dört bir yanında yapılan kutlamalarda özel bir yere sahip olmuÅŸtur. Bu tarz hatıralıklar, bu muharebenin Türkiye’nin kolektif bilincine yerleÅŸtirilmesinde muhtelif anlamlar barındıran temsil örnekleri olarak hizmet ettiler.
Malazgirt aslında Türklerin savaÅŸ alanındaki askerî kahramanlıkları ve maÄŸlup bir gayrimüslim düÅŸmana karşı sergiledikleri merhametin örneÄŸi olarak iÅŸ gördü ve 1971’deki yıldönümüne kadar tarihin dayanağı, Türkiye’nin kuruluÅŸ miti olarak iyice yerleÅŸti.
Malazgirt’in 900. yıldönümü, 26 AÄŸustos 1971’de muazzam bir coÅŸkuyla kutlanmış ve dönemin CumhurbaÅŸkanı Cevdet Sunay, Malazgirt’in batı giriÅŸindeki heykelin temelini atmıştır. Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ı ÅŸaha kalkmış atının üzerinde muzaffer bir duruÅŸ içinde tasvir eden bu heykel, onu görmeye gelen herkese Orta ÇaÄŸ’daki Türk atlısının görkemli ÅŸanını hatırlatır. Muharebenin gerçekleÅŸtiÄŸi yer olduÄŸu düÅŸünülen alanın yakınında, Malazgirt’in doÄŸu tarafında Anadolu’nun Kapısı olarak adlandırılan 2 kanatlı beyaz anıt ise 42 metrelik boyuyla gökyüzüne doÄŸru muzaffer bir edayla yükselir.
Böylelikle Malazgirt’teki muazzam zaferin hatırası günümüz Türkiye’sinde hâlâ yankılanmakta olup gelecekte de aynı ÅŸekilde yankılanmaya devam edeceÄŸine hiç ÅŸüphe yoktur. Hak ettiÄŸi ÅŸekilde gururla hatırlanıyor, tıpkı ÅŸair Ahmet YüzendaÄŸ’ın Malazgirt’in 900. yıldönümünde kaleme aldığı ÅŸiirde olduÄŸu gibi:
1071’den bu yana bir meÅŸale yanar Malazgirt’te,
Alp Arslan’ın elinde,
Alparslanların elinde...
Kaynak: Derin Tarih Dergisi
Henüz yorum yapılmamış.