“Üç kuşak vardır daima: Birinci, Tanrı''yı bulur; ikinci, Tanrı''nın üstüne daracık tapınaklar kurar ve onu zincire vurur; yoksul düşen üçüncüyse, kendi zavallı kulübeciklerini k
Eski vali ve bakan Muhammed Musaddık’ın etrafında toplanan politikacılar son derece tehlikeli bir talebi yüksek sesle dillendirmeye başladı. Sonradan “Milli Cephe” adını alacak bu harek
Karıncalar, ölümleri yaklaştığında kanat peyda ederler
“Hayatımın en üzücü günlerinden biri, annemin bana Süpermen’in gerçekte var olmadığını söylediği gündü. Çizgi roman okuruydum ve onları çok severdim. Çünkü varoşların en de
Amerika’nın Ortadoğu coğrafyasına yönelik adalet ve özgürlük iddialarını hiç kimsenin yuttuğunu sanmam. İş eğer Süleymani’yi katlederek İran’la savaş noktasına kadar geldi ve
Ortadoğu için General Kasım Süleymani suikastı ile bir ateş çemberine dönüşmesi startı verildi... Son on yıldır, ateş çemberi olma vasfını taşıyordu, bu vasfını daha uzun süre ta
DSÖ’ye göre 1950’lerde Japonya, 1960–90 arası Macaristan, 1990’ların başından itibaren de Litvanya intiharın en çok görüldüğü ülke olmuştur. Son 50 yılda intihar yoğunluğunun
Bilge Aliya, “Hayatın mânâsını kaybetmişsem ölmeliyim” der. Evet, insan, eli-kolu-gözü olmadan zor da olsa yaşar, fakat insan olmanın mânâsını ve hayatın anlamını yitirmişse, ve
Din tarifine ‘akıl sahipleri…’ diye başlar. Bu aklı Şer’î Şerif’in akıl tanımına koyarak hareket etmezsek; bu, her insanda hatta hayvanda bulunan hesapçı akıldır. ‘Ne yaparsam
Üsküdar Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü 4. Sınıf öğrencileri ‘Mezuniyet Projesi ’ dersi kapsamında bir halkla ilişkiler kampanyası düzenleyerek özel öğrenme güçlüğünü
ABD, Süleymani suikastına benzer suikastlara devam ederek, İran’ı caydırmayı, söz dinlemesini ve müzakere masasına oturmasını sağlamayı hedefliyor. Bu müzakere masasında İran’dan z
İsmail Kara’nın ‘İsyan Ahlâkı Peşinde-Nurettin Topçu Albümü’nü okurken, seyrederken bir düşünce adamının hayatının dışında, onun yaşadığı günleri, kişileri de okumuş o
Sevgili seküler kardeşim; kızmayacaksan bir şey söyleyeceğim. Öncelikle şurada bir anlaşalım. “Din konuşmak”, senin paşa gönlüne, modern algına, inandığın yalana göre şekil ala
Hem hatırat hem de gezi kitabı olarak sayılabilecek “Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi” kitabı konusu itibariyle 1850’li yılların Orta Asya’sını anlatan, İstanbul’dan başlayarak
Bölgemizdeki karmaşa derinleşerek sürüyor. Suriye, Irak ve İran karmaşasına Türkiye de dâhil. Zorunlu bir dâhil oluş.