Kürsü
Abdulaziz Tantik'in değerlendirmesiyle dünya sistemi: Güncelin Kaynağı…
Follow @dusuncemektebi2
Ortadoğu için General Kasım Süleymani suikastı ile bir ateş çemberine dönüşmesi startı verildi... Son on yıldır, ateş çemberi olma vasfını taşıyordu, bu vasfını daha uzun süre taşıyacağı anlamına geliyor. Çatışma derinleşerek devam ediyor.
Emperyalist güçlerin OrtadoÄŸu dizaynını proje baÄŸlamında sürdürdüÄŸü görülüyor.
Unutulmamalı ki uluslararası sistemin kaotik yapısı bir sorunsal alan olarak varlığını sürdürüyor. Yeni bir düzenin kurulması epey uzun bir zaman dilimini alacağı ön görülmektedir. Ve maalesef çatışma alanı OrtadoÄŸu olarak görülmektedir. Ön Asya’da da karışıklık olsa da ağırlık OrtadoÄŸu’ya yöneltilmiÅŸ durumdadır. Bunun temel sebebi ise Ä°slam’ın varlığını bu topraklarda tarihsel bir sürekliliÄŸe sahip kıldığı gerçeÄŸidir. Çünkü modern dünyanın potansiyel tek muhatabı sadece Ä°slam’ın oluÅŸturacağı yeni bir dünya görüÅŸü olduÄŸu açıktır. Ä°ÅŸte bu yeni dünya görüÅŸünün modernliÄŸin temel kabulleri ile çatışmadan var kılınmasının zemininin oluÅŸturduÄŸu bir kaos ortamını yaşıyoruz. Ä°htiyar Balıkçı kitabını okuyanlar, ne demek istediÄŸimi bileceklerdir. Ger-bırak politikası ile kullanışlı hale getirmeye çalışma tekniÄŸi…
OrtadoÄŸu halkları siyasi bir bütünlük oluÅŸturamazsa iç çatışmalar yoÄŸunlaÅŸarak devam edecektir... Çözümü ise bütünlüÄŸün oluÅŸumunu saÄŸlayacak bir düÅŸünce zemini ve bu düÅŸünceye mebni edilmiÅŸ bir siyasallığın varlık kazanmasıdır. Ama maalesef bütünlük vurgusu bile kendi bakışının meÅŸruluÄŸunu ortaya koymaktan öteye geçmemektedir. Siyasal akıl dumura uÄŸramış durumda… Bu noktada siyasal bir bütünlük arayışı muhal gibi görünüyor. SekülerleÅŸme ve modernliÄŸin temel kabulleri üzerinden yeni bir kültür ve toplumsallık inÅŸa edilme isteÄŸi aÅŸikar kılınıyor. Bugün Ä°slam dünyasındaki entelektüel camia laikliÄŸi, sekülerliÄŸi, dinin vicdana geri dönüÅŸünü vesaire tartışıyor. Yani batı, elde etmek istediÄŸi ÅŸeyi almış görünmektedir…
Ulusal çıkarları bölgesel çıkara dönüÅŸtürecek politik bir akıl ve liderliÄŸe ihtiyaç olduÄŸu tartışılmaz...
Bir bütünlüÄŸün oluÅŸması, öncelikle kendi çıkarlarını daha büyük bir çıkar için erteleme iradesine sahip olabilmeye baÄŸlıdır. Yani sadece ben kazanmalıyım düÅŸüncesinden bir adım öteye geçerek hep beraber kazanmalıyız hedefine yönelmek, bütünlüÄŸü saÄŸlamaya matuf zemini kuracaktır.
Ayrıca ayrıştırıcı her söylemin bölgesel zaafa ve emperyalist güce imkân oluÅŸturacağı açıktır.
Ancak bu temel bölgesel gerçekliÄŸin üzerinden ulusal veya etnik mezhebi bir çıkara yönelik söylemsel propaganda da çatışma ve zaafı öne çıkartır. DüÅŸmanı güçlendirir... Dikkatli bir bakış üzerinden düÅŸünce üretmek ve söz söylemek çok önemlidir...
Dünya sistemi üzerine derin düÅŸünmek ÅŸart... Mevcut konumlar üzerinden tartışmak asıl meseleyi görememeyi saÄŸlar. Zaten her konum bir diÄŸer konum için farklı olacaktır. Müslüman muhalifinin salt yanlışı üzerinden kendi yanlışına meÅŸruiyet saÄŸlamamalıdır. Dünya sistemi farklı konumları kendi çıkarı ve gelecekteki hedefleri için kullanmaktan vazgeçmez. Bu kullanıma imkân tanımamak için sistemin hedeflerini ve beklentilerini doÄŸru analiz etmek esasa taalluk eder... Post hümanist çaÄŸ ve onun gerektirdikleri yenidünya sisteminin üzerine kurulu olduÄŸu deÄŸerleri verecektir. Yani modern dönemde olduÄŸu gibi siyah beyaz dost düÅŸman yoktur. Bu yeni durumu gözeterek yorum yapılmalı...
Müslüman aydın taraf tutmalı mı?
EÄŸer taraf tutacaksa kendi ulusal çıkarlarını tutmasından daha makul bir ÅŸey olamaz... Ama taraf tutması gerekmiyorsa; o zaman hem kendi ulusal çıkarlarını hem de baÅŸka ulusal çıkarları ümmetin yerine ikame etmemelidir. Ki Müslüman aydının, ümmetin siyasal olandan bağımsız olarak gerçek anlamda ümmetin varlığını, neliÄŸini, karakterini belirgin kılan ve uluslar arası siyasal güç hesaplaÅŸmalarının dışında kalarak meseleyi doÄŸru analiz etmeye olan ihtiyacı izahtan varestedir.
Belirli bir gücün bazen ümmetin yararına iÅŸler yaptığı doÄŸru olsa bile o doÄŸrunun onun ulusal çıkarına veya mezhebi karakterine yarar saÄŸlayıp saÄŸlamadığını de hesaba katmalıyız. Biliyorum bu cümleler, ÅŸu an ayaÄŸa kalkmış duygular karşısında bir anlam ifade etmeyecek. Ancak yine de doÄŸruların ifade edilmesi bir aydın sorumluluÄŸudur. O yüzden kızgınlıkla veya kin ve nefretle olup biteni deÄŸerlendirmek yerine adalet, hakkaniyet ve insafla deÄŸerlendirme yapmak ve baÅŸkasının yaptığı üzerinden de üzüntü ve sevince kapılmanın bir anlamının olmadığını bilmek gerekir...
Aklımızı başımıza almalıyız, yarın, Müslüman olma imkânını tamamen kaybedebiliriz, nesillerimiz, Müslüman olmanın zeminini bir daha göremeyebilirler, yapay zeka üzerinden zaten insan zihni ve bedeni esaret altına alınacaktır. Bu ÅŸartlarda Müslüman kalabilmenin imkânsızlığını görebilmeliyiz. Politik tercihlerimizi bu zemin üzerinden yeniden tartışmalıyız. ÖnceliÄŸimiz, Müslüman kimliÄŸimizi muhafaza etmek mi? Yoksa ulusal çıkarlarımızın varlığını korumak mı? Ancak ÅŸunu da unutmamalıyız ki Müslüman kimliÄŸimizi kaybettiÄŸimiz andan itibaren ulusal çıkarımızı da kaybedeceÄŸimizi hatırımızdan çıkarmamalıyız.
Henüz yorum yapılmamış.