Anne evladına, doktor hastasına, öğretmen öğrencisine ve hatta insan kendisine şefkat gösteremedi. Şefkatsiz kalan her bir yüreğin, vicdanı tükendi. Vicdanı tükenen varlık ise dünyay�
'Tâlibân Hareketi', Afganistan'da 1995'te ele geçirdiği ve 6 yıl elinde tuttuğu ve 11 Eylül 2001'de B. Amerika içinde iç güvenlik zaafından meydana gelen ve dünyayı dehşete düşüren sa
Bana kalırsa Batı kemalinin zirvesinde bulunuyor. Onun için zeval vaktidir. Güç sarhoşluğu ile kendini Tanrı Kıral zannediyor. Dünyayı da peşlerinde sürüklüyorlar. Bu gidişle peşlerin
“Dünya ötekini anlama günü” diye bir gün varmış. Oysa “Öteki dünyayı anlama günü” olsa daha iyi olur. İkincinin idrak edildiği yerde birincisi zaten gündeme gelir.
Aşılmaz-delinmez diye dillere destan hava savunma sistemi İzzettin Kassam füzeleri tarafından adeta kevgire döndü. Bu olay İsrail için bundan sonra dünyayı hiç dikkate almayan yayılmacı
İslam bir çocuğun dünyayı daha tanımamış dimağında olgunlaşandır. Rabbiyle ahdini yeniledikten sonra yeryüzüne düşen yağmurdadır İslam!
Dünyayı bırakalım. İslam alemi ne yapıyor? Gazze'deki şehit cenazelerini ve yaralıları almak için Refah Kapısını kullanmak isteyen Türkiye'ye, izin vermeyen Mısır'a ne demeli mesela? S
Dünyayı güzelleştirmenin yolu yalnızca zekâmızı doyurmaktan değil, duygularımızı da doğru beslemekten geçiyor. Dolayısıyla yalnızca zekâ ile değil kalp ile de düşünmeye alışmak
Amerika bir devlet değil kaynakları tekeline alma tutkusuyla dünyayı yeyip bitiren bir virüs. Ayağa kalkmak isteyenin ayağına dolanan bir yılan. Değerleri safsatayla, politikası riyakarlık
Sonunda bu da oldu. Erkan Oğur, çaldığı kopuzun arkasında durabilme cesareti gösteremedi. Mahallesi, adama dünyayı dar etti.
Dünyayı komşu dairenin mutfak balkonu gibi görüp dolaşmak hoş değil.
"Dünyayı görmek için seçtiğimiz araçlar gördüğümüz dünyayı oluşturur."
Dünyayı bize büyük gösteren, bizim küçüklüğümüzdür.
Eskiden ülke içinde cereyan eden bir hadise, bırakalım dış dünyayı, ülkenin uzak kesimlerinde bile yankılanmazdı. Şimdi ise, içerdeki küçük bir konu bile, dijital teknoloji sâyesinde
Türkiye'de 1930'lar söyleminin tekrarlanmasıyla "batılılaşma" üzerinden toplumsal seçkinlik statüsü yaratılmaya çalışılması ve "muasır medeniyet"e erişimin hedeflenmesi global ölçe