Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Saz çalmayan tel kıymetini bilir mi?

Sonunda bu da oldu. Erkan Oğur, çaldığı kopuzun arkasında durabilme cesareti gösteremedi. Mahallesi, adama dünyayı dar etti.



Meseleyi biliyorsunuzdur belki de. CumhurbaÅŸkanı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, bir türkü kaydederken Erkan OÄŸur’dan yardım talep etmiÅŸ. “Kopuzunla, gitarınla bu türküde olmanı istiyorum” demiÅŸ OÄŸur’a. O da anladığım kadarıyla seve seve kabul etmiÅŸ bu teklifi. Hem niçin etmesin deÄŸil mi? Neticede türküdür yani. Çalanı da, söyleyeni de, dinleyeni de eÅŸitleyen beÅŸ bin yıllık geleneÄŸimizdir.
 
Sözü müziÄŸi Ä°brahim Kalın’a ait, klasik kemençede dünya markamız Derya Türkan’ın olduÄŸu “Hiç Oldum” türküsünü üç gündür döne döne dinliyorum. Bence, asıl gücünü sözlerinin gücünden alan, türkü geleneÄŸimizi çok iyi yansıtan bir eserle karşı karşıyayız. HoÅŸ, ben Ä°brahim Kalın’ın yerinde olsam Erkan OÄŸur’un iyice klasikleÅŸmiÅŸ ve belli oranda da tavsamış soundu yerine CoÅŸkun Karademir’in yenilikçi soundunu tercih ederdim o türküde ama en nihayet bu sadece “sanatsal bir tercih”tir, fazlası deÄŸil.
 
Buraya kadar her ÅŸey iyi, güzel, âlâ… Bundan sonrası çetrefil fakat. Ä°brahim Kalın’ın türküsü youtubeda yayınlanır yayınlanmaz baÅŸladılar Erkan OÄŸur’u linç etmeye. Ama ne linç. “Senin o adamla ne iÅŸin var?” cümlesinden baÅŸladı hikaye, “bu gericilerle nasıl birlikte iÅŸ yaparsın?”a kadar ilerledi.
 
Geldik iÅŸin gamına. Ä°ÅŸin gamı ÅŸurasıdır ki Erkan OÄŸur da ne yazık ki kalıbının adamı çıkmadı. Şımarık sekülerlerin, muhalifliÄŸi parmak sallamak zanneden eblehlerin baskısına dayanamayıp tabiri caizse önce kekeledi, ardından zırvaladı. “ben zaten CumhurbaÅŸkanlığı Müzik Ödülü’nü de reddettim” cümlesinden baÅŸlayıp “gazozuma ilaç katmışlar, kendi iradem dışında gittim o kayda” deme raddesine getirdi iÅŸi. Hayatımda gördüÄŸüm en rezilce geri vitesti.
 
Yeri gelmiÅŸken bir anımı aktarayım. Seneler önce Kadıköy Halk EÄŸitim Merkezi’nde, parasını ödeyerek gittiÄŸimiz konserde Erkan OÄŸur ile yancısı Ä°smail Hakkı DemircioÄŸlu bize türkü yerine “politik vaaz” vermeye kalkmışlardı da tepem atmıştı. “Yahu en nihayet türkü dinlemeye geldik paramızı verip, sizin bin yıllık bayat Türk tipi solculuÄŸunuzu deÄŸil” diye düÅŸünüp canımın sıkıldığını iyice hatırlıyorum. Yine de organizasyonunda bulunduÄŸum pek çok festivalde konser vermesi için ilk aklıma gelen sanatçı Erkan OÄŸur oldu hep. Birkaçına da çağırdım. Hatta bu tercihim için bazı dostlarımdan tepki de aldım. Her tepkiye verdiÄŸim cevap aynı oldu: “Türküdür abi bu, hepimizin malıdır. Adam da iyi söylüyor, ne yapalım yani?”
 
Bu, burada bir dursun.
 
Hayır, bu, burada bir durmasın. “Bir türküyü paylaÅŸmak”, “bir sanat olayında birlikte olmak” özür dilenecek, geri vites yapılacak, mahallesine dönüp “ben ettim siz etmeyin” denilerek kuyruk kıstırılacak, “ben aslında devrimci biriyim, gericilerle iÅŸ tutmam, basiretim baÄŸlanmış” denilerek savunma geliÅŸtirilecek bir ÅŸey deÄŸildir. Olmamıştır, olmamalıdır. Ayıptır, yazıktır, günahtır.
 
Dahası, Erkan OÄŸur’un “CumhurbaÅŸkanlığı Müzik Ödülü’nü almamak” ile yaptığı savunma tel tel dökülmektedir. “Madem öyle, bu AK Partili belediyelerin hiçbir konserine de çıkma yahu” derler adama. Ama iÅŸte o mahallenin olmaz olası ahlakı böyledir. Ä°ÅŸ, konsere çıkıp yirmi bin otuz bin para almaya gelince ne siyasetten anlarlar ne politikadan. Ama iÅŸ, kendi mahallesi tarafından eleÅŸtirilmeye gelip dayandığında “imajı kurtarmak” için dünyanın en ikircikli, en ikiyüzlü adamı haline gelip “ben gericilerle iÅŸ yapmam” vırvırına ulaşır. “Bize iki oda bir salon, onlara Bodrum’da villa” düzeni baÅŸka türlü iÅŸlemez çünkü. Bilmem olaydaki “devrimci liyakat”ı fark ettiniz mi?
 
Yahu, Sabahat Akkiraz CHP’den vekil oldu diye “Ali’nin on bir oÄŸlu yerde yatar ah çeker” demesine eÅŸlik etmeyelim mi? Arif SaÄŸ’ın “Çeke çeke ben dertten ölürüm” deyiÅŸine duygulanmayalım mı? Ä°brahim Kalın taÅŸ gibi türkü yakmış iÅŸte. Erkan OÄŸur da eÅŸlik etmiÅŸ ona. Mesele bu kadar basitken bu kadar mı bölmek istiyorsunuz bizi? Bu kadarına da mı tahammülünüz kalmadı. DüÅŸmanlığınız buraya kadar eriÅŸti mi?
 
Ä°ÅŸin bu noktasında ben en çok Ä°brahim Kalın’a üzüldüm. Aslında bütün riski alan ve “ilerici bir hamle” ile bütün farklılıkları bir kenara koyma baÅŸarısını gösteren o olmasına raÄŸmen türküsünde kopuz çalan adam tarafından “gerici” olmakla falan suçlandı. Bakınız bu, “tam tetimatıyla bir Türkiye fotoÄŸrafı”dır. Ä°dris Küçükömer’in bir kez daha haklı çıkmasıdır. Memleketin en temel derdi “necasetten taharettir.”
 
O zaman Seyrani Baba bitirsin kelamı: “Hayvanlar da bir kaç çeÅŸit fırkalar / Kimi düzden aÅŸar kimi yorgalar / Necasete müÅŸtak olan kargalar / Has bahçede gül kadrini ne bilsin”
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.