Günümüz tarih kitaplarının deyimiyle "Avrupalılar artık bizden üstünler/ileriler" dediğimiz andan itibaren böyle bir sürecin içine girdik. Avrupa’ya yetişmeye ve geçmeye çalışmak i
Cennet Beklesin’in de bir parçası olduğu, DEAŞ saflarına katılan Avrupalı kadınları anlamak konulu tartışma, Batı medyasında bir süredir devam ediyor. Son olarak söz konusu kadınlar�
19. yüzyılın sonlarında dünyanın neredeyse dörtte üçü Avrupalı emperyalistler tarafından sömürülüyordu. Makro bir analiz yerine Mustafa Özel, Joseph Conrad’ın romanlarından hareke
Charlie Hebdo dergisi, İslama ve Müslümanlara karşı her tür ırkçı saldırıyı yapmayı bir hak olarak görüyor ama bütün bunları "ırkçı" damgasını yemeden yapmak istiyor. 1930'lar A
Batı Avrupa ve 1989 sonrasında demokrasi inşa süreci başlatan Doğu Avrupa ülkelerinde "radikal sağ popülizm," "sağ radikalizm," "yeni popülizm," "sağ aşırılık," "milliyetçi popülizm"
Avrupalı bir grup milletvekili, Mısır yönetimine "siyasi tutukluların salıverilmesi" çağrısında bulundu.
Hitler’in “Avrupalı Yahudileri” ortadan kaldırmak için yola çıktığı müşterek suç girişimi ile Bosna-Balkan İslam’ını yok etmek için yola çıkan Karaciç ve Miloşeviç�
Bakara Suresi'nin ayeti Ortaçağ'da ve sonrasında Avrupalı düşünürlerin dikkatini çekmiştir. Alman şair Goethe doğu-batı ayrımının üstesinden gelmek için bu ayeti zikretmiş ve bir ş
Avrupalıların ‘Tanrı’larını öldürme gelenekleri var. Pavlus, Akdeniz Helenist kültürden aldığı imajla bu geleneği kurmuş. Hz. İsa, Tanrı Oğul olarak öldürülmüştü, öldürül
Avrupa, Türkleri İstanbul’un fethinden dolayı hiç bir zaman affetmedi. Nitekim II. Pius adıyla Papalık koltuğuna oturan Enea Silvio Piccolomini, İstanbulun fethiyle ilgili şöyle der: Avrup
Avrupa’nın büyük bir eşiği atlamak üzere olduğunun altı çizilebilir. Bu eşik, bütün kurumları yavaş yavaş yıkılan modernitenin, henüz devri son bulmadan, kendine has yöntemlerle
Filistin'in işgal altındaki başkenti Doğu Kudüs'ün "Eski Şehir" bölgesi ve surların çevresi, Avrupalı devletlere ait kültür miraslarına ev sahipliği yapıyor.
1930’larda üniversite reformu çerçevesinde ciddi ve planlı gayretlerle Türkiye’ye getirilen Avrupalı akademisyenlerin özel ve kendine has hikâyesi ile kıyas kabul etmese de bugün Arap Ba
Sisi rejimi, Türkiye'nin dış politika aktivizmini engellemeyi hedefleyen politikalarını yoğunlaştırdı. Mısır'ın Doğu Akdeniz denkleminde bölgenin Arap ülkeleri yerine İsrail ve Avrupal
İlginç olan, Avrupalıların mesela Endülüs Araplarıyla kültürel süreklilik bağı içinde olduklarını zar zor ve biraz geç de olsa kabul etmiş olmalarına rağmen, asla ve kat’a Türkle