Zorladığımız fıtratımız, dünyanın sonunu getiriyor. Şairler de sonu gelen bu dünyanın ağıtçıları olarak “kaybolan fıtratın” peşine düşüyorlar ister istemez. Şiir, dünyanı
William Blake'e “Baca Temizleyicisi” şiirini yazdıran hadise, Blake'in kendini ait hissetmediği İngiltere'nin bir gerçeğidir. Bir şekilde kimsesiz kalmış çocuklar, onları himaye ettiği
“İstiklâl Marşı... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim mille
İstiklâl marşı, sadece şiir olarak kalsaydı bile Mehmet Âkif’in şiir külliyatı içerisinde gerek şiirsel gücü gerekse muhtevasındaki zenginlik sebebiyle yine de önemli bir metin olara
Merhûm Necîb Fâzıl bir şiirinde, ‘Domuz yavrulayan kısrak tepinir..’ diyordu.. Bu 4 kelimelik mısra sahifelerle anlatılması müşkül olan mânâları içinde barındırıyor.
Sezai Karakoç dendiğinde de aklıma gelen şeylerden biri Kudüs’tür. O, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı edebiyatımıza taşıyandır; şiirimizi Kudüsleştirendir. Türk edebiyatına Kudüs�
Başlık Cemil Meriç’ten. Namık Kemal için böyle diyordu Cemil Meriç: “Tevfik Fikret’ten Nazım Hikmet’e, Yahya Kemal’den Necip Fazıl’a kadar bütün şairlerimizin ceddi ekberi…�
Türk şiirinin çok mühim simalarından biri olan Arif Nihat Asya, 07 Şubat 1904 tarihinde Çatalca'ya bağlı İnceğiz Köyünde doğmuştur. Şair, doğum yerini bir şiirinde şu mısralarla a�
“Çılgın mahşerinde ses ve renklerin.../ Benden sor sırrını mesafelerin/ Benden sor ve benden dinle akşamı.../ Rabbim bu sonsuzluk ve onun tadı...” diyor ‘Eşikte’ şiirinde üstad Ah
Merhamet başlıklı bir şiir yazmaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştım. Şansımı, bu kez yazıyla denemek istiyorum. Demiştik, yine diyelim: Merhamet, insan olmanın birinci şartı
Kim derdi ki Türkçe bir eser bir başka bir dile çevrildi diye birileri tantana çıkaracak? Gazetelerde hep görmez miydik, filan şairimizin şiirinin, filan hikâyecimizin hikâyesinin, romanın
Gençliğin Türkçü bir ruhla yetişmesini amaçlayan bir program geliştiren, yazı ve şiir çalışmalarına hız veren Ziya, giderek daha fazla tanınmaya başlanır. Fikirlerindeki değişim, i
Oyun bitince herkes bir yana dağılacak. Rüzgar yaprakları sürükleyecek. Yollar bomboş uzanıp gidecek. Sanki buralardan kimse geçmemiş. Kimse Mecnun, kimse Ferhat olmamış. Aşk yalanmış.
‘Behçet Hoca’ kitabı okuyucuyla buluşan şair Hilmi Yavuz, lisede öğrencisi olduğu şair Behçet Necatigil için “Hoca’nın poetikası bana o poetikayı referans alıp bir soy kütüğü
Dünya üzerindeki dinlerin, inanç sistemlerinin, geleneklerin Batı uygarlığı ile karşılaşmaları sonrasında, bu uygarlığın “yıkıcı” gücü karşısında direnme güçlerini kaybett