Muhammed Fevzî bin Muhammed Şerîf el-Batûmî'nin Hülâsatu’t-tasavvuf risalesindeki bâtinî yorumlarından birine tasavvuf kelimesine yüklemiş olduğu anlam örnek olarak verilebilir. Ünal
Söz dillenmek ister, kelimelerden kavramlara geçiş sadece düşünmekle değil bir o kadar da ona ses vermekle, bir şekilde kaleme sarılmakla ve şu ya da bu şekilde dile dökmekle alakalı bir
Bir sıfat olarak kullandığımız "laik," bundan türettiğimiz isim olan "laiklik" kelimelerinin Türkiye'nin başına tam bir çorap ördüğünü düşünmeden edemiyorum!
Edebiyat kelimesinin kökü 'halkı ziyafete davet' anlamı taşıyan Arapça 'edb' mastarıdır.
Eski Yunanca’da kent, “politikos” yani “siyaset” kelimesinden gelir. Atinalılar için “kent” siyasetin yapılaşması demektir. Eflâtun ve Aristo, şehrin “toplumsal olarak ayrışt�
FERNAND Braudel, Medeniyetlerin Grameri adlı eserine “Medeniyet mi demek lazım, yoksa medeniyetler mi?” sorusuyla başlar. Medeniyet kelimesinin kültür kelimesiyle cebelleştiği yıllara dikk
“Gökyüzünden, topraktan, sudan soyutlanmış insan, insan olmaktan çıkıp başka bir tür haline gelir. Çünkü bizim yaradılışımızda bu var, toprak var, su var, hava var. Bunlardan koptu
Doğu Türkistan'a Doğu Türkistan dememek bir kul hakkı yeme meselesidir. Başka türlü, işgâlcilerin-kâtillerin uydurduğu kelimeleri kullanmak, sessiz çoğunluğun kalbini kırar.
Ülkemizde çok ciddi bir anlama ve anlatma “sorun”u olduğu görüşündeyim. Anlam alanı belirsiz kelimeler kullanılması meseleyi daha da vahimleştiriyor. Bir metnin dilbilimi ve anlambilimi
Murat Bardakçı, "Kapak olsun' sözünün ne mânâya geldiğini bilseniz bir daha kullanmazsınız" başlığıyla yayımlanan yazısında "İçerisinde 'kapak' kelimesinin geçtiği 'Kapak olsun' y
Andımız tartışmaları ve Türkçe Ezan tartışmaları gündemde iken İbrahim Halil Er'in Türkçe hususunda yazdığı eski bir köşe yazısını Düşünce Mektebi okurunun dikkatine sunuyoruz
Kemal Öztürk- Yeni Şafak
Abdullah Yıldız- Yeni Akit
Reşit Galip’in Türk’ü, Maarif Vekâleti komisyonunca türetilen kelimeleri kullanan, Alpin ırkından, kafatası brakisefal, ecdadı olarak Hitit ve Sümerlileri bilen, Parisli gibi yaşayan ya