Bilge Aliya, “Hayatın mânâsını kaybetmişsem ölmeliyim” der. Evet, insan, eli-kolu-gözü olmadan zor da olsa yaşar, fakat insan olmanın mânâsını ve hayatın anlamını yitirmişse, ve
Sosyobiyoloji veya diğer adıyla evrimsel psikoloji, bulguları kadar teorik zemini de çok tartışılan yeni bir bilim dalı. Bu sahada yapılan çalışmalara esas olan ana fikir “modern insanı
Fiziki noktada bir sorun yaşadığımızda nasıl ki doktora gidiyorsak ruhsal sorunlarımız için de gerektiğinde destek alabilmeliyiz. Ancak günümüzde terapist ihtiyacının çok fazla abartı
Şimdi şehirlerde, yüksek binaların üst katlarındayız. İnsanın insandan düştüğü yerdeyiz. Hayatı kendisinden ibaret sananların hücumlarına maruz kalıyoruz. Mazaretler diyarındayız.
Hiç bir işaret, simge olarak bizatihi kendisini göstermez; belirli bir duruma, eyleme işaret eder. Her bir kavram da delalet ettiği nesneyi ortaya çıkarırken diğer tüm nesneleri örter. Tüm
İsraf, zulümdür. Zulüm insanın başkasının zararından nefsinin menfaat temin etmesidir. İsraf, hakk’a karşı duruş, nefsinden taraf olma halidir.
Post-modern zamanlardan geçiyoruz. İnsan bilinci büyük bir kaos içinde. Grek septisizmi ve post-modernitenin nihilizm evliliğinden yükselen bir bilinç doğuyor. Şüphe, inançsızlık ve isya
Modern çağda insan uyuşmak istiyor. ‘Anestezi rejimleri’ insanları ıstıraba karşı duyarsızlaştırıyor ve insanın yaşadığı hayattan bir şeyler öğrenmesini güçleştiriyor. Roman
Usta yazar Dostoyevski’nin ‘Yeraltından Notlar’ adlı eserini incelemeden önce, onun yaşamına değinmek elzemdir. Çünkü, Yeraltından Notlar’da Dostoyevski, yaşamış olduğu hayatın
Marx, hakikatin yarısını söylemiştir: Kimse insanların hiç olmazsa yan yarıya maddi şartlara tabi olduğunu kimse inkâr edemez. Fakat bu hakikatin ancak yarısıdır. Öbür yarısı, insa
İslâm, hayatı beşikten mezara kadar en güzel bir sûrette tanzim eden, gönülleri fazîletle yoğurup zirveleştiren, davranışları güzel ahlâk ile kemâle erdiren yegâne hak dîndir.
Yüzbinlerce insanın toplama kamplarına götürülmesi suretiyle ailelerin bölünmesi konusu, ne yalan ne de konuyu gereğinden fazla büyütmektir! Bu Çin’in gerçeğidir!
İnsanın yaradılış hikmeti, dünyadaki aziz bir misafir olarak varoluş serüvenindeki duruşuna ve fıtratının muhafazasına dayanır. Akıl, kalp ve ruh selameti, tefekkür ve tevekkül ile ka
En büyük kötülükler insanı değerlerinden uzaklaştıran, ana yoldan saptıran, Allah’ın sunduğunun dışındaki tercihlere yönelimlere neden olan oluşlardan, ideolojilerden uzak durmak. B
İnsanın geçmişten geleceğe yolculuğunu bir büyük romanmış gibi düşünelim. O kalın romanın içinde birer cümle gibiyiz her birimiz. Nasıl aradaki herhangi bir cümleyi çıkarıp attı