Haram ile insan fıtratı arasındaki uyumsuzluk
Follow @dusuncemektebi2
Haram, insanın fıtratıyla uyumlu değildir, o nedenle manevi hastalıklara ve sosyal sorunlara sebebiyet verir. Mesela yalan haramdır, yalana meyletmek ise fıtratın bozulmasına ve mevcut düzeninin sarsılmasına neden olur.
Fıtrat insanın ve eÅŸyanın bozulmamış saf tabiatını ifade eder. Batı’nın bu manada kullandığı ontoloji kavramı ise ilkelerini rasyonel olgular üzerine kurar. O nedenle ontoloji kavramı her alanda karşımıza çıkmasına raÄŸmen, insanın ve eÅŸyanın tabiatını açıklamakta yetersiz kalmıştır. Zira insanın ve eÅŸyanın tabiatını var eden Allah’tır. Evreni büyük bir ahenk ve düzen içinde yaratan Allah her varlığı kendi tabiatı ile kaim kılmıştır. Bu örgü içinde yer alan her ÅŸey, kendi tabiatına uygun hareket eder ve mevcut olan düzene uyum saÄŸlar.
Ä°nsanoÄŸlu fıtratı ile uyumlu yaÅŸadığında huzur ve sükûnete ulaşır. Fıtratından uzaklaşıp baÅŸkalaÅŸtığında ise kendini boÅŸlukta hisseder ve ruhsal sorunlara maruz kalır. Ä°nsan fıtratından uzaklaÅŸtığında can sıkıntısından, anlam boÅŸluÄŸundan ve kendini iyi hissedememekten ÅŸikâyet etmeye baÅŸlar. Çünkü ona uygun olan yaÅŸam modeli Yüce Allah tarafından bizzat onun fıtratına kodlanmıştır. Rabbimiz insana dışarıda ve içeride kılavuzluk edecek istidatlar bahÅŸetmiÅŸ ve istidatlara tutunmasını istemiÅŸtir.
Haram, insanın fıtratıyla uyumlu deÄŸildir, o nedenle manevi hastalıklara ve sosyal sorunlara sebebiyet verir. Mesela yalan haramdır, yalana meyletmek ise fıtratın bozulmasına ve mevcut düzeninin sarsılmasına neden olur. Tıpkı bunun gibi toprağın, suyun doÄŸasının bozulması bu varlıkların zararlı hale gelmesine neden olmaktadır. Allah topraÄŸa toprak, suya su olarak kalmayı emretmiÅŸtir. Ä°nsandan ise fıtratını korumasını ve bu minval üzere yaÅŸamasını istemiÅŸtir.
Kâinatın düzeni için Allah’ın koyduÄŸu ölçüleri korumak zorundayız. Her ÅŸey kendi görev alanında kalmalı ve fıtratına uygun hareket etmelidir. Aksi durumda fıtratı bozulmuÅŸ ürünler nasıl ki saÄŸlığımız için risk taşıyorsa fıtratından uzaklaÅŸan fertler de fitne ve fesadın yayılmasına ve huzurun ortadan kalkmasına sebebiyet verecektir.
Ä°nsan fıtri olarak hayır ve ÅŸerri ayırt edebilecek ÅŸekilde yaratılmıştır. Bu konuda vicdan etkin bir eÄŸitmendir. KiÅŸi fıtratından uzaklaÅŸtığı anda vicdan hemen harekete geçer ve bütün siperlerini kuÅŸanarak sinyal vermeye baÅŸlar. Vicdan pasifize edildiÄŸinde ise kiÅŸi doÄŸru ile yanlışı ayırt edemeyecek duruma gelir ve kendisine yön tayin eden pusulayı kaybeder. Yani fıtratına aykırı hareket etmeye baÅŸlar.
Ä°nsanın fıtratından uzaklaÅŸması sadece dış dünya için deÄŸil kendisi için de zarardır. Böyle durumlarda kiÅŸi ruhsal bunaltı, huzursuzluk ve endiÅŸe gibi sorunlar yaÅŸamaya baÅŸlar. Ä°slam insanın fıtratıyla uyumlu yaÅŸaması için ilkeler koyar ve insanı özü ile buluÅŸmaya davet eder. KiÅŸi özüne döndüÄŸünde ise yaÅŸadığı kaygı ve stresten kurtulur ve gerçek huzura ulaşır.
Ä°nsan fıtratı için ontoloji kavramına vurgu yapan Batı toplumu, olayın sadece maddi boyutuna odaklandığından insanın ruhu ile bedeni arasındaki dengeyi kuramamış, etik olarak gündeme gelen kurallar ise ahlaki bütünlüÄŸü açıklamakta yetersiz kalmıştır. Oysa ahlaki deÄŸerler ne Epikür’ün haz felsefesi ile ne Sokrat’ın, Eflatun’un, Aristo’nun iddia ettikleri saadet nazariyesi ile ne Kant’ın ihtiyaç nazariyesi ile ne de Bentham’ın çıkarlar nazariyesi ile açıklanacak bir kavram deÄŸildir. Ahlak insanın kendisiyle, yaratıcısıyla, eÅŸya ile ve toplumla iliÅŸkilerini kapsayan ve iyileÅŸtiren bir deÄŸerdir. Ahlak, kiÅŸinin fıtratı ile uyumlu yaÅŸaması ve olaylara doÄŸru bir bakış açısı ile bakabilmesidir.
Müellif: Fatma Tuncer / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.