İyi işi yapmak için kalb-i selîm'e; işi iyi yapmak için deneyime; Doğru işi yapmak için akl-i selîm'e; işi doğru yapmak için bilgiye; Güzel işi yapmak için zevk-i selîme; işi güzel
1989 yılında Bulgaristan’dan büyük bir göç dalgası geldi. Milli Gençlik Vakfı’nda görevliydim. Gelenlerin bir kısmını Kâğıthane’de iskân ettiler. Ne şart altında ülkemize ula
Bütün toplu mezarların haritası çıkarıldığında, hepsinin Sırp ve Hırvat hakimiyeti altındaki bölgelerde olduğu görüldü. Müslüman Boşnakların yaşadığı veya hakimiyeti altında
Sâmî ırklarının günümüzde varlıklarını hâlâ sürdüren başlıca temsilcileri Araplar, Yahudiler, Süryânîler ve Etiyopyalılar. Buradan hareketle, “Sâmî ırklarına düşmanca ve �
Kur’ân insanların hepsine hayat verir. Çünkü Kur’ân hayat rehberidir. Hayatın ana kaynağıdır.
Hukuk siyasetten, siyaset iktisattan, iktisat hukuktan bunların hepsi ahlâktan bağımsız olamaz. Hepsinin birbiri ile irtibatını adalet sağlar. Adaletin-ahlâkın mercii Hududullah’tır.
Toplumların, devletlerin, milletlerin, ailelerin temel taşları ne varsa, hepsine karşı savaşın açıldığını görerek olanları okursak, bence isabetli sonuçlara kapı açmış oluruz.
"Kahve içersen kapkara olursun" korkutmasına "Belki ben kara olmak istiyorum" diyebilmeyi pek isterdim. Çocukken insanın içinde pek çok şey birikiyor. Birikenlerin hepsi de sağlıklı şeyler
Hiçbir peygamber korkak değildi, hepsi cesurdu, yürekliydi… Kur’an okuyan birinin, hele hele Al-i İmran suresini okuyan bir Müslümanın korkak olması, hayatın sorunlarına kayıtsız kalma
Bugün hepsi bile değil, sadece ele başı niteliğindeki birkaç Müslüman ülke ağırlığını koysa Müslümanların ne Keşmir sorunu, ne Myanmar ne Suriye ne Irak ne Yemen hatta ne Filistin s
Ömrümün önemli bir kısmı muhacirler arasında geçti. Tanıdıklarımın hepsi Balkan kökenli idi. Arnavut, Boşnak, Pomak gibi.
Raid Salah’a marşlar ve tekbirlerle hapishaneye kadar eşlik eden yol arkadaşlarına baktım. Onur sahibi, cesur, inanmış, hak arayıcılarıydı hepsi de... Allah hepsinden razı olsun. Onları
Her ne kadar dayanıksız olursa olsun, kullanıldığında veya daha isabetli bir deyimle tasarruf edildiğinde her şey nihayetinde bir işe yarıyor. Ayakkabı giyilerek eskitiliyor, ekmek yenerek
“Çin’in bölgede ne işi var?” sorusunun cevabı için ise, Ortadoğu hakkındaki o ölümsüz kaidelerden birini hatırlamak yeterli: Bu coğrafya, dünyanın merkezidir. Dünyanın geri kalan
Akıl, vicdan, kalp, nefis, ihtiyaç, ihtiras, arzu, hırs, bilgi, emir, inanç, alışkanlık, âdet, mizaç; daha da sayılabilir. Bakın işin içine ne kadar çok sebep ve kavram karışıyor. Bun