Sosyal Medya

Mustafa Kutlu: Yol haritası

Hukuk siyasetten, siyaset iktisattan, iktisat hukuktan bunların hepsi ahlâktan bağımsız olamaz. Hepsinin birbiri ile irtibatını adalet sağlar. Adaletin-ahlâkın mercii Hududullah’tır.



TopraÄŸa döndüÄŸümüzde bizi orada ne bekleyecek biliyor musunuz?
 
Pembe panjurlu, beyaz badanalı, bahçesinde kuÅŸlar öten, önünden şırıldayarak bir derecik geçen, masal-misal bir ev mi?
 
Hayır.
 
Uzanıp giden bozkır. Suya ve emeğe susamış toprak.
 
Peki kazancımız ne olacak?
 
Bu soru doÄŸru, çünkü çağın çocuÄŸusunuz.
 
El-cevap: Kapitalizmin zulmünü, pisliÄŸini, servetini-konforunu anlatacak bir kitap yazmak yerine tek bir cümle söyleyeyim: “Tüketim nesnesi olmaktan kurtulacağız.”
 
Ne silahın, ne paranın, ne malın önünde eÄŸilmeyeceÄŸiz, sadece Cenab-ı Hakk’ın huzurunda “Kul olduÄŸumuzu” ikrar edip gerçek mânada “hür” olacağız.
 
Bu elbette zor olacak. Hz. Peygamber ve arkadaşlarının hicreti kolay mı oldu?
 
Hadi o zaman bir iman tazeleyelim. Tuhaftır, bundan elli sene önce müezzinler yatsı namazından sonra Âmener’resulü okur, ardısıra tecdid-i iman, tecdid-i nikah dualarını cemaatla birlikte zikrederdi. Åžimdi okumuyorlar. Demek ki Ä°ngilizcemiz kadar imanımız da güçlenmiÅŸ(!)
 
Gelelim “Yol haritası”na.
 
Bir beyaz kâğıt üzerine bir daire çizin. Bu Hududullah’tır, Cenab-ı Hakk’ın kanunudur. Bunu ulemamız tıpkı imanın ÅŸartları Ä°slâmın ÅŸartları gibi maddeler (ilkeler) hâlinde sıralayabilir. Öyle bir özet yapar ki tüm hayatı kapsayacak vüsatte olur. Bu Ä°slâm ahlâkıdır, peygamber yoludur, takva sahiplerinin ahlâkıdır, “inandık ve iman ettik” diyenlerin ÅŸaÅŸmaz, ÅŸaşırmaz iradesidir. Tek bir gayesi vardır: Allah rızası.
 
Daireyi önce çevreden merkeze ulaÅŸan üç çizgi ile bölün. Bu cemaatın oluÅŸumu, devletin vücut bulmasının esasıdır: Siyaset-iktisat ve hukuk. Tüm devletler bu üç sütun üstünde yükselir, lakin çok çeÅŸitli devlet tarifleri vardır. Yeri gelmiÅŸken ben de devlet anlayışımı bir cümle ile ifade edeyim:
 
Devlet yeryüzünde adaleti tesis için “Hududullah” çerçevesinde kurulan; insanın varoluÅŸ sebebi saydığımız “Cenab-ı Hakk’a ibadet ve kulluk” etmesi için gereken barış, emniyet, istiklâl ve iaÅŸeyi temin gayesi taşıyan bir teÅŸkilattır.
 
Bu teÅŸkilatın dayandığı mevzuatı (kanun, ÅŸeriat, örf, toplum sözleÅŸmesi vb.) hayata geçirecek, koruyup-kollayacak bir yönetim lazımdır.
 
Yukarıda izah ettiÄŸimiz dairenin bir bölümü hukuk, bir bölümü siyaset, bir bölümü de iktisattır.
 
Ä°steyen bu bölümlere eÄŸitim-sanat vb. gibi baÅŸka bölümlerde ekleyebilir.
 
Åžurası unutulmamalı bütün bölümler (alanlar) birbiri ile irtibatlı; hepsi daireyi teÅŸkil eden ilkelere uygun olmalıdır.
 
Yani hukuk siyasetten, siyaset iktisattan, iktisat hukuktan bunların hepsi ahlâktan bağımsız olamaz. Hepsinin birbiri ile irtibatını adalet saÄŸlar.
 
Adaletin-ahlâkın mercii Hududullah’tır.
 
Åžimdi “Ne yapmak lazım?” sorusunun cevabını verelim.
 
Hukukçular, Ä°slâm hukuku, Osmanlı hukuku, Evrensel hukuk, ÇaÄŸdaÅŸ hukuk, Hukuk felsefesi vb. çalışanlar bir araya gelip “TopraÄŸa dönüÅŸ” hareketinin hukukunu (fıkhını) çalışabilirler. Üç yıl-on üç yıl. (Tanzimat’tan günümüze hukuk alanında günün icabı için ne kadar çalışma yapıldı, hatırlayın.)
 
Siyaset bilimciler, siyaset tarihçileri, siyaset felsefecileri, Ä°slâm’da siyaset çalışanlar, biraraya gelip “TopraÄŸa dönüÅŸ” hareketinin “yönetim” meselesini çözebilirler.
 
Ä°ktisatçılar yukarıda söylenen çabayı gösterebilir.
 
Ben vaktiyle kapitalizme karşı “Kanaat Ekonomisi”ni gündeme getirmiÅŸtim. Ama on yıl sonra anladım ki, tek başına ekonomi bir ÅŸey ifade etmiyor. Öteki alanlarla irtibatını saÄŸlamak lazım. (Burada ne bir Simeranya, ne de ada metaforu var. Elbette ki bir ideal var. O ideal ne Amish’ler gibi bir topluluk, ne de bir gettodur. GiriÅŸimin gayesi politik deÄŸil ahlâkidir.)
 
GeçmiÅŸten ilham alabiliriz, ancak bütün bunları ülkemizin ve dünya ÅŸartlarının bugün için ifade ettiÄŸi çerçevede ele almamız lazımdır.
 
Ayrıca tüm sahaların âlimleri birbirleri ile irtibat hâlinde olmalıdır.
 
Bunu bir enstitü mü yapar; bir vakıf, bir üniversite mi yapar bilemiyorum. Kimseye minnet etmeden tek başına çalışanları ÅŸimdiden alkışlıyorum.
 
Devlet “TopraÄŸa dönüÅŸ” hareketine kısmen veya tamamen iÅŸtirak edebilir. Etmez ise bu çabayı bir bölük takva ehli üstlenebilir. (Meselenin kuvveden fiile çıkışı için bk. “Kalbin Sesi” kitabımın son yazıları.)
 
Bütün bunlar saçmalık diyenler olabilir. Ben türkülerimi söylemeyi sürdüreceÄŸim.
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.