Her ne zaviyeden bakarsak bakalım, nezaket toplumsal bir erdemdir. Tıpkı adalet gibi o da üçüncü kişilerin mevcudiyetini gereksinir. Bu sebeple, eksikliği durumunda kişisel bir ahlaki yozla�
Kişisel yahut kurumsal, her ayrılık yorucu bir süreçtir. 'Severek ayrıldılar' diye çok kullanılan bir kalıp var. Bu ayrılık çeşidiyle henüz karşılaşmadım.
Mustafa Öztürk’ün dolaşıma giren görüntüleri belli ki birileri tarafından ve Öztürk’ün izni olmaksızın dolaşıma sokulmuş ki bu hem haramdır hem de ahlaki değildir.
Bunca olumsuzluğa rağmen iyiliğe küsmemek, yılgınlığa düşmemek, pişman olmamak, bu yoldan ayrılmamak icap ediyor. Halis niyetle ve karşılık gözetmeden yapılan her iyilik, mutlaka yüz
İnsan, şehrinin yaşındadır. Şehrin birikimini, yıllardır söylediği sözler toplamını, her yeni gelen insan “süzer” ve bir sonra gelene devreder. Kültür buradadır. Gelenek buradadı
Birkaç gün önce şu dizeyi yazdım, sonra kullanmaktan vazgeçtim: 'Allah şifa versin, insanlar zehir.' Bunu yazarken aklıma iyiliği utandıran kimseler, silerken de güzelliği hiç durmadan ta
Ötekinin ıstırabını görmezden gelmeyi mümkün kılan bilinçli cehalet, ihtimam yokluğu ve inkâr hali. Kalbin ölümü. Ahlâkî kayıtsızlık başkasının iniltisini duymamak için kulakla
İslâm ahlâkı dedim. Evet, orada da aslolan görev ahlâkı… Ama onun bir üst derecesi daha var bulunuyor İslâm’da, o da takva ahlâkı…
17. yüzyılın başında Endonezya topraklarını sömürgeleştirmeye hız veren Hollanda, yerli halkın direnişini kırmak için savaşmaktan daha ucuz ve etkili yollar aradı. “Ahlakî politika
Efendimiz (s.a.s) insanlarının hatalarını asla bir tarafa not etmedi, asla başkalarının yanlışları ile ilgili dosya tutmadı, hata yapanların üstünü çizmedi, kimseyi harcamadı, kimseyi
Hizbullah düzenli ordu taktiklerini kavradı; on binlerce yeni füzeyi envanterine kattı, evet. Ne var ki, militan kalitesindeki askerî ve ahlakî düşüş gizlenecek gibi değil. İtibarını da
Sartre, ahlakı da yanlış anlamış. Nitekim ahlak üzerine yazacağını söylediğinde Roger Garaudy, ona ahlak üzerine yazamayacağını beyan etmiş. Yazamadı da…
Bugünkü toplumsal düzlemde tespit/teşhis ettiğiniz en ciddi sorun nedir?” şeklinde bir soruya muhatap olsam, hiç tereddütsüz, “ahlak yetmezliği” diye cevap verirdim.
Çocuklarınızın sosyal medyada kimleri takip ettiğinden, kimlerle arkadaş olduklarından, neleri beğendiklerinden, neleri paylaştıklarından muhakkak haberdar olun. Onların ahlakımızla, din
Genelde sanatların kişisel ve toplumsal ahlâkı şekillendirmede etkisi çoktur. Çünkü sanat ve sanatçı ahlâktan beri addedilir. Batı’da şu anda iyi ve kötü, doğru ve yanlış asla din