İbrahim Tenekeci: Ayrılık ahlakı
Kişisel yahut kurumsal, her ayrılık yorucu bir süreçtir. 'Severek ayrıldılar' diye çok kullanılan bir kalıp var. Bu ayrılık çeşidiyle henüz karşılaşmadım.
Ayrılık, dünya hayatının en son kelimesidir. Nihayetinde, sevdiÄŸimiz, bize ait olduÄŸunu düÅŸündüÄŸümüz her ÅŸeyi geride bırakacak ve ayrılık atına binip gideceÄŸiz.
Fâni dünyada birçok ayrılık yaÅŸarız. Birlikte olduÄŸumuz insanlardan, bulunduÄŸumuz yerden, çalıştığımız adresten ayrılırız.
Zamanla insanların önceliÄŸi, hassasiyeti, iÅŸ tutuÅŸ ÅŸekli, düÅŸünce yapısı deÄŸiÅŸir ve ayrılık kaçınılmaz olur. Esasında nasihat bellidir: Ayrılıktan özenle kaçınmak ve birlikte olmaya ısrarla devam etmek...
Kıymetiniz bilinmez, emeÄŸiniz karşılık görmez, samimiyetiniz suiistimal edilir vesaire. Usanç gelir, burukluk oluÅŸur, gönül yorgunluÄŸu taşınamaz noktaya ulaşır.
Menfaat duygusu, görünme arzusu, öne geçme tutkusu, yönetme isteÄŸi ayrılığı hızlandırır. Ticari, siyasi ve edebi ayrılıklarda bunlardan birkaçını görebiliriz. Ä°nsanî (kalbî) ayrılık ise baÅŸkadır.
Ä°nsanla münasebette temkinli olmak iyidir. Bugünün yarını da var. Yarının sadece ne getireceÄŸini deÄŸil, ne götüreceÄŸini de bilemeyiz. Ayrıca: Allah'a inanır, insanlara itimat ederiz. Ä°nsana inanmanın sonu hüsranla, ayrılıkla bitebilir. Yapmam diyen yapabilir, söylemem diyen söyleyebilir, gitmem diyen gidebilir. Son tahlilde, insan, sözünü tutamamış olandır.
Fedakârlık ile ÅŸahsi çıkar, samimiyet ile riya, minnet ile inkâr, vefa ile nankörlük aynı istikamette yürüyemezler.
Kendini kurtarmak yahut kazanımlarını korumak için baÅŸkalarını, genellikle de arkadaÅŸlarını feda edenlerin çağındayız. Dürüst ve düzgün insanların üzgün olduÄŸu bir dünyanın içindeyiz. Ölenle ölemiyor, gidenle gidemiyor, kalanla kalamıyoruz.
Mahremiyetin yerini teÅŸhircilik aldı, alıyor. Mutlaka görmüÅŸsünüzdür. Müzayede firmaları yahut internet siteleri, gösteriÅŸli objeleri "teÅŸhirlik parça" baÅŸlığı altında satışa sunuyor. Buraya nasıl geldik? Bir güzelliÄŸi teÅŸhir etmek bile uygun bir davranış biçimi sayılmazken, mahrem meseleleri gözler önüne sermek, onları kullanışlı bir malzemeye dönüÅŸtürmek hoÅŸ karşılanmaz ve ters etki oluÅŸturur.
Kendimizi ve haysiyetimizi elbette koruyalım, savunalım. Bunu, vaktiyle birlikte yürüdüÄŸümüz insanları ve kurumları karalamadan, türlü imalarda bulunmadan da pekâlâ yapabiliriz. Giden gittiÄŸi, kalan kaldığı yerde olumsuz konuÅŸmamalıdır. Telafisi mümkün olmayacak cümleler kurmak, ancak ayrılığı düÅŸmanlığa dönüÅŸtürmeye yarar.
Uzun soluklu yürüyüÅŸlerde, bazı kimseler geride kalır, bazıları da ÅŸu veya bu nedenden dolayı kırgınlık yaÅŸar. Kimi yerini beÄŸenmez, kimi beklentilerine karşılık bulamaz, kimi de deÄŸerinin anlaşılmadığını düÅŸünür. Unutmadan: Bahane arayan, ona kolaylıkla ulaÅŸabilir. Böylece bütünden ayrılmış, ana gövdenin dışında kalmış olur.
İnsan insanın emanetidir. Yolculuk esnasında yaşananlar, yollar ayrıldıktan sonra ifşa edilemez.
Yol Ahlâkı, bir sonraki yazımızın konusu olsun ve burada bitirelim.
Kaynak: Fikriyat
Henüz yorum yapılmamış.