Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Suriye'de Hizbullah'ın dönüştüğü durum: Canileşmek

Hizbullah düzenli ordu taktiklerini kavradı; on binlerce yeni füzeyi envanterine kattı, evet. Ne var ki, militan kalitesindeki askerî ve ahlakî düşüş gizlenecek gibi değil. İtibarını da ayağa kaldırması lazım ama nasıl? İsrail'le sıcak cephe açmak Suriye parantezini kapatabilir belki. Şebaa Çiftlikleri adını daha sık duyacak olmamızın sebebi tam da bu.



Åžebaa Çiftlikleri… 80’li, 90’lı yılların haber bültenlerinin dilinden düÅŸmeyen yöreyi 2020’lerde de sıkça mı anacağız? GeçtiÄŸimiz hafta Ä°srail uçakları Åžam yakınlarında bir noktaya operasyon yaparak aralarında Hizbullah komutanlarının da bulunduÄŸu beÅŸ kiÅŸiyi öldürmüÅŸ, misilleme ihtimaline karşılık kuzey sınırına takviye güç göndereceÄŸini açıklamıştı. Pazartesi günü de Hizbullah’ın sınırdan sızma giriÅŸiminde bulunduÄŸunu ve püskürtüldüÄŸünü duyurdu. Suriye’deki güçlerini büyük oranda çekmiÅŸ olan örgüt Ä°srail’le topyekûn bir savaÅŸa girer mi? 2006’daki gösteriÅŸli zaferini tekrar edebilir mi? Bu tür soruların cevabı, örgütün tarihindeki en ağır imtihanlardan olan Suriye iç savaşındaki misyonuna ve hasılasına bakmayı gerektiriyor.

Ey doktor! Sıra sende!

2010’da Tunus ve Mısır’da sökün ettiÄŸinde Nasrallah Arap Baharı’nı alkışlamıştı. Bunu “tiranlara” karşı bir özgürlük hareketi olarak tanımlamıştı. Gel gör ki, 2011 Mart’ında Dera’daki okul duvarına çocuklar “Ey doktor! Åžimdi sıra sende!” diye yazdığında derhal tiranın yanında yer aldı. “Suriye direniÅŸin belkemiÄŸidir” dedi ve onun kırılmasına müsaade etmeyeceklerini haykırdı.

Nasrallah, darbeci Hafız Esed’le sıkı müttefikti ama sadece iki kez görüÅŸmüÅŸtü; oÄŸlu BeÅŸÅŸar’la ise defalarca. Aralarında ittifaktan öte bir ahbaplık vardı. Çünkü “DireniÅŸ”, Ä°ran’dan düzenli olarak gelen para ve silahlara Åžam’ın sayesinde kavuÅŸabiliyordu. Yine de bir tiranı halkından korumak için sonu belirsiz bir iç savaÅŸa atılmak kolay verilebilecek bir karar deÄŸildi. Hizbullah üzerinde çok çalışılmış bir marka idi. Åžia’nın ve Ä°ran devriminin bunca yıllık kazanımını bir çırpıda çarçur edebilecek bir maceraya Nasrallah da Hizbullah da teenniyle yaklaşıyordu. Gelgelelim emir büyük yerdendi. “Nasrallah, geçen 30 yılda 30 milyar $ yardım yapmış birine hayır diyemezdi.”

2013 Nisan’ında Tahran’a iki ziyarette bulundu; Hamaney ve Kasım Süleymani’yle görüÅŸtü. 30 Nisan’da ise kendisinden istenen açıklamayı yaptı: “Hizbullah Suriye’ye yardım eli uzatıyor!.. Suriye, Amerika’nın, Ä°srail’in ve tekfirci grupların eline bırakılmayacak!”

Ä°ddialar reddedildi

DoÄŸrusu bu alâyiÅŸli ilandan çok önce Hizbullah savaşın içindeydi. Uzmanları Esed’in komutanlarına akıl veriyor, eÄŸitmenleri milisleri hazırlıyor, El-Menar baÅŸta olmak üzere etkili ve yaygın propaganda ÅŸebekesi Suriye devrimini karalamak için kapsamlı ve baÅŸarılı bir kampanya yürütüyordu. Muhalifler Hizbullah keskin niÅŸancılarının ve uzmanların Baas saflarında savaÅŸtığına dair bulgular sunsa da örgüt iddiaları reddediyordu. Birim 910 komandolarının 2012 AÄŸustos’unda Humus’ta çatışmalara dâhil olduÄŸuna dair CIA raporunu da yalanlıyordu elbette. Ä°srail’le harb u darp yokken onlarca Hizbullah militanının cenaze töreninde bile yetkililer itirafa yanaÅŸmıyordu. Ölenler “cihadî vazifesini yerine getirirken ÅŸehit düÅŸmüÅŸtü”, tek beyan buydu.

Esed’in ordu ve milisleri mevzi kaybettikçe moral-motivasyonları düÅŸüyor, bu düÅŸüÅŸ yeni mevzi kayıplarını getiriyordu. Muhalifler hızla ilerliyordu. Nasrallah’ın naibi Kasım, “Hizbullah, ÅŸu anda tüm tekfirci teröristleri yok etmeye muktedirdir ve bu çirkin varlığın kökünü yeryüzünden kazımaya kadirdir. Ancak Hizbullah, rehberi ve dinî lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’den emrini beklemektedir.” Bu, aslında önceden kararlaÅŸtırılmış bir stratejinin devreye sokulması için son ritüellerin tamamlanması demekti. Rehber onları fazla bekletmedi.

Sembolik seviyedeki katılımı, Kusayr kuÅŸatmasında aslî güç hâline gelmesine dönüÅŸtü. Lübnan sınırına 10 km uzaklıktaki kasaba, tüm taraflar için stratejik bir geçiÅŸ noktasıydı; Hizbullah içinse ilaveten Suriye’deki ilk gövde gösterisiydi. KuÅŸatma baÅŸtan sona onun tarafından planlanmış ve icra edilmiÅŸti. Bir militanın böbürlenerek söylediÄŸi gibi “Suriye ordusu sadece ikincil bir role sahip”ti.

Mezarını Yebrud’da kaz

2013 Haziran’ında kasaba düÅŸtüÄŸünde Hizbullah minarelerden kendi sancaklarını dalgalandırdı ve ezanlarını okudu. Hâlbuki fethettiÄŸi yer, herhangi bir Åžii kasabasından daha çok kendilerini Ä°srail’e karşı desteklemiÅŸ, 2006 savaşında iyi bir ensarlık yapmıştı. 200 savaÅŸçı kaybetmiÅŸ olsa da Nasrallah gazetecilere ÅŸöyle bir görünüp kaybolarak zafere müphem bir imza kondurmuÅŸtu.

Åžii köyleri ve türbeleri koruma söylemiyle meÅŸrulaÅŸtırılmaya çalışılan Suriye hamlesi giderek kapsamlı bir hâle geldiÄŸinde, hâliyle, söylemler de dönüÅŸtü. Örgüt, Kalemun’da, Åžam’da, Hums’ta ve giderek her yerdeydi. 2014’e gelindiÄŸinde muhalifler marÅŸlarında ona “Mezarını Yebrud’da kaz!” diye sesleniyordu. Onlarsa, “Hizbullah geliyor / Günlerinizi kara edecek / Ey Hizbullah, Allah seninle / Mühürle zaferini Yebrud’da!” diyorlardı. Ve dediklerini de yaptılar.

2016’ya gelindiÄŸinde Nasrallah, “Halep’in savunulması Åžam’ın, Lübnan’ın, Irak’ın savunulmasıdır” diyerek savaşı derinleÅŸtiriyordu. DoÄŸu Halep’te de 200 savaÅŸçılarını kaybetti ama savaşın kazanılmasında kritik bir rol oynadılar. 2016 itibarıyla 500 bin sivil canından olmuÅŸtu ama Hizbullah savaÅŸçıları “BeÅŸÅŸar Esed sadece bir isimden ibaret; Suriye’deki her ÅŸeyi biz kontrol ediyoruz” diye övünüyordu. Hizbullah çoktandır Esed’in ölüm makinesinin en güzide parçasıydı. Lübnan’da muhaliflere sempati duyan Sünni Ersal kasabasında çoluk çocuk demeden yaptıkları katliamlarla da bunu perçinlemiÅŸti.

Iraklı ve diÄŸer Åžii güçlere komuta etmelerinin yanı sıra bunların eÄŸitimiyle de ilgileniyorlardı. Esed güçlerini toparlayan zaten onlardı. Bir Hizbullahçı ÅŸöyle diyordu: “Suriyelilere yardım etmeye baÅŸladığımızda, ordularıyla büyük problemleri vardı. Kabiliyet, disiplin ve liderlikleri yoktu. Åžimdi çok ÅŸey öÄŸrendiler ve iyi bir savaÅŸçı oldular. Hizbullah’a daha çok benzediler.”

Kusayr ve Bekaa Vadisi’ndeki kamplar en mühimleriydi. Baas’ın gençlik kolları dâhil rejim milislerine kalite kazandırırken asıl yaptıkları Suriye’de kendi çizgilerinde yerel güçler teÅŸkil etmekti ki bu ciddi bir baÅŸarıydı. Rıza Kuvvetleri, Ä°mam Mehdi Tugayları isimleriyle kendileri gibi Velayet-i Fakih’e yani Devrim Muhafızları Ordusu’na baÄŸlı bir Suriye Hizbullahı inÅŸa etmeleri uzun vadeli bir kazanımdı. 10-20 bin milis civarındaki bu güçler örgüt çekildikten sonra da Hizbullah’ın eli ayağı olmaya adaydı.

Bazı tahminlere göre Suriye’de toplam 60 bin yabancı Åžii savaÅŸçı vardı ve Hizbullah 7 ila 9 bin mevcutla bunlar arasındaydı. Aylık devirlerle yapılan sevklerle on binlerce savaÅŸçısı Suriye’de görev aldı. Tam zamanlı olarak 20 bin militanı bünyesinde barındıran örgüt, neredeyse tüm yedeklerini de Suriye gibi sıcak bir sahada ameliye içinde eÄŸitme imkânı buldu. Musul’da, Yemen’de, gidebildiÄŸi her yerde eÄŸitmenleriyle bulunmayı arzulayan yapısıyla gittiÄŸi her yere kimliÄŸini götürecek ve karşılığında da saha tecrübesi edinecekti.Gerek sayılarının gerekse faaliyetlerinin belirsizliÄŸi örgütün baÅŸka bir yönüne iÅŸaret etmekteydi: Gizlilik. Sünni örgütlerden farklı olarak Åžia’nın sır tutmaya dayalı geleneksel karakterini kendi mücadelesine çok iyi yansıtmıştı. Kaç askerin görev aldığını sakladıkları gibi bunlara kimin komuta ettiÄŸini de sonuna dek sakladılar. Tahminler Birim 910’un reisi Mustafa Bedreddin ismi etrafında yoÄŸunlaşıyordu ama Åžam’da bombalı bir saldırıda öldüÄŸünde dahi, örgüt tarafından bu doÄŸrulanmadı.

Zayiatlarını açıklayacak da deÄŸillerdi. Tahminlerden baÅŸka bir veri yok: 2 bin-2 bin 500 ölü ve 7 bin yaralı. Ölenler arasında 80’li-90’lı yıllarda Ä°srail zindanlarında yatmış, hareketin kimliÄŸini temsil ve teÅŸkil eden kıdemli militanlar ve kıymetli komutanlar da vardı. 12 büyük kumandanlarının ÅŸehit düÅŸtüÄŸünü söylemeleri ise 12 Ä°mam teorisini akla getirmekteydi.

Biz yanlış ülkede savaşıyoruz

Ä°ran derin devletinin ÅŸaheseri olan Hizbullah, sahada yaÅŸananları saklamak noktasında da tam bir sır küpüydü. Kol kırılsa da hep yen içinde kaldı. Hiçbir resmî ağızdan yaÅŸanan ihtilaf ve tefrikalara dair ifÅŸaat iÅŸitilmedi. Harekete yakın sosyal medya hesapları ise daha açık sözlüydü. Suriye ordusunun paçozluÄŸu, ödlekliÄŸiyle alâkalı öfkeli sözler iÅŸitilebiliyordu. UÄŸranılan ihanetler sebebiyle “Öyle bir hisse kapılıyorum ki, birlikte savaÅŸtığım yabancıların benim ölmemi umursamayacaklarını düÅŸünüyorum… Biz yanlış ülkede savaşıyoruz” serzeniÅŸleri de duyulabiliyordu.

Ä°ran mevzubahis olduÄŸunda ise suratlar ekÅŸise de sözler daha dikkatli sarf ediliyordu. Özsaygısı çok yüksek bir yapı olarak Hizbullah baÅŸkalarından doÄŸrudan emir almaya alışık deÄŸildi. Velev ki Ä°ranlılar bile olsa. Fadlallah’ın manevi liderliÄŸi ve Tufeylî’nin sekreterliÄŸi zamanında özerkliÄŸine hayli düÅŸkün bir hareket olsa da Hamaney’in emir eri gibi davranmaktan kıvanç duyan Nasrallah döneminde hareket Ä°ran’ın açıktan ileri karakolu rolüne razı oldu.

Hizbullah lideri Nasrallah, Esed ve İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinecad
 

Buyurgan Fars kibri ve iÅŸçi-patron iliÅŸkisi sahada militanların aÄŸzının tadını kaçırdı. Ä°ran’ın ben-merkezli tutumları, Fars olmayan unsurların kayıplarına karşı duyarsızlığı ciddi tepkilerin birikmesine sebep olmaktaydı. Adını ve suretini gizli tutan bir Hizbullahçı, gazeteciye ÅŸöyle diyordu: “BirçoÄŸumuzun önceliÄŸi Ä°ranlıları korumak ancak Hizbullah ve Ä°ranlı olmayan Åžiiler kurban edilmemeli.” Hareketin Suriye birliklerinin başındaki Zülfikâr kod adlı Mustafa Bedreddin’in Hizbullah’ın ağır kayıpları konusundaki tutumunu eleÅŸtirdiÄŸi için Ä°ranlılarca öldürüldüÄŸü ÅŸeklindeki Ä°srail iddiası doÄŸru olmasa bile maaÅŸlı savaÅŸçıların patronlarıyla sıkıntılı bir badireden geçtiÄŸi sezilebiliyordu.

Büyük bir kimlik bunalımı

2017’ye gelindiÄŸinde örgüt zafer edasıyla Suriye’den çekilmekten söz eder oldu. DoÄŸrusu bu da propaganda yüklü bir söylemdi. Çünkü 2016’da rejimin hâkim olduÄŸu toprak oranı 2012’den daha azdı; canhıraÅŸ biçimde çarpıştığı dönemde Hizbullah kazanan deÄŸil kaybeden taraftaydı. Ä°srail’i yenmiÅŸ olabilirdi ama Suriye devrimine güç yetirememiÅŸti. Ä°ran taşıyabileceÄŸi tüm militan potansiyelini taşıdığı hâlde yine baÅŸaramamış, ermiÅŸ mertebesine çıkartılan Süleymanî bizzat gidip Ruslardan medet istemek zorunda kalmıştı. 2017 sonrasındaki galibiyet görüntüsü ne Hizbullah’ın ne Ä°ran’ın kârıydı. Hizbullah’ı bir çekilme planına zorlayanlar gerçek galipler iÅŸte onlardı.

Ortada çok garip bir manzara var. “DireniÅŸ Ekseni” Esed için ortalığı kan gölüne çevirdi, Ä°srail de Esed kalsın diye Ruslarla anlaÅŸtı. DireniÅŸ Ekseni YPG gibi ayrılıkçıların arkasında, Ä°srail de... Hizbullah Suriye’de onca can alıp can verirken gerçekte kime hizmet etmiÅŸ oldu? Bir Arap tiranı Rus tiran dilerse alaÅŸağı edebilsin diye mi cansiperane korudular?

Hizbullah’ın en büyük kaybı bu oldu. Büyük emeklerle ve ustalıkla inÅŸa ettikleri devrimci-direniÅŸçi ÅŸanı, bir cunta rejimini savunmak için nasıl canileÅŸebilecekleri gerçeÄŸinin yanında unutulup gitti. KardeÅŸlik söylemleri, mezhepçi savaÅŸlarının enkazı altında kaldı. Büyük bir kimlik bunalımı, içten içe savaÅŸçısından sempatizanına kadar hareketin iliklerine iÅŸledi. Hizbullah’ın Dahiya gibi kurtarılmış semtlerinde dahi uyuÅŸturucu ve suç alıp başını gitmiÅŸse bundandı.

Tek bir sahada savaÅŸmış olmanın ötesinde tecrübeler kazandı, doÄŸru. Düzenli ordu taktiklerini kavradı; on binlerce yeni füzeyi envanterine kattı, evet. Ne var ki, militan kalitesindeki askerî ve ahlakî düÅŸüÅŸ gizlenecek gibi deÄŸil. Yerlerde sürünen itibarını da ayaÄŸa kaldırması lazım ama nasıl? Ä°srail’le sıcak cephe açmak Suriye parantezini kapatabilir belki. Åžebaa Çiftlikleri adını daha sık duyacak olmamızın sebebi tam da bu.

Müellif: Bülent Tokgöz / Kaynak: Star-Açık GörüÅŸ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.