Yusuf Ziya Cömert- Karar
Karar gazetesi yazarı Yusuf Ziya Cömert Çiftlik Bank skandalını köşesinde değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘başarılı olamadık’ dediği alanlardaki yetersizliğimiz başımıza gökten düşmedi. Bu başarısızlık, bizim siyasi geleneğimizin eseridir.
Akif’i Rahmet’e yolcu ettik evvelsi gün. Bütün dostlar oradaydı. Hepimiz yaralıydık. Birbirimizin yarasını görüyorduk. O günün havası hala üzerimde. Dağılsın istemiyorum. Yakl
"Eğilip bükülmeye, insan kılığından çıkmaya değmez. Bir mü’min olarak gıpta edilecek bir sîreti vardı Akif Emre’nin. Allahu Te’ala ona umduğundan ziyadesini versin. Eşine,
Siyasal ve kültürel iktidarın sarhoş ettiği gözü dönmüş güruhun ortasında, kılıcını ilk o çekti. Kılıcını veya kalemini. Üzerine çullandılar. Matbuatıyla, adliyesiyle, z
Kimi neden-sonuç ilişkilerinin içinde cevap bulmaya uğraşır. Kimi tesadüflerin oluşturduğu bir ‘evren’le durumu izah eder. Bütün felsefe külliyatı bu sorunun peşindedir aslında.
Teknoloji, semire semire insanın boğazına kadar geldi. Uff! Şiddetli bir cümle. Oldukça da önyargılı görünüyor. Biraz yumuşatalım. Teknoloji semire semire insanın hizasına kadar
Şu anda 2019 hedefleri 2023 hedeflerinden daha önemli ve öncelikli olmalı. Hem vatandaş açısından hem siyasiler açısından. Ama en çok da AK Parti açısından. Ağır ağır, aşama aş
Erdoğan, dün hedefi koydu. 2019 seçimleri. 2007 referandumunda başlayan sürecin üçüncü ve son etabı, aynı zamanda en zor ve en riskli etabı 2019 seçimleridir. Bence dün itibariyle
Kilimlerimizin altında, seccadelerimizin altında neler biriktirmişiz? Bu durumda biz, kendi imtihanımızı kazanıyor muyuz, kayıp mı ediyoruz? Bunun da cevabını da herkes kendisi versin
Hem kendi hayatımda, hem memleketin hayatında her baktığım yerde görüyorum tembelliği. Gazetelere, televizyonlara bakın. Üniversitelere bakın. İlim hayatımıza bakın. Sanatçıl
Çıplak gözle gözlemlenebilir göstergeler, ‘evet’ oylarının referandum kararının alındığı günlere göre birkaç puan arttığını gösteriyor. (Ne kadar çok göz, gösterme lafı kull
Doğrusu seyrederken heyecanlandım. Ecevit’in Bush’un karşısında ezik durduğu fotoğrafı hala hatırlarız. Fakat, Merkel’in elinin yükselip tekrar kucağına düşmesi daha dramatik.
Evet, bir ‘rekabet’, bir ‘mücadele’ var ve siyasiler kendi tezlerini savunurken çarpıcı misaller, etkileyici, sarsıcı teşbihler kullanabilir. Fakat bunun da bir insafı, bir ölçüsü