Sosyal Medya

Kültür Sanat

Yusuf Ziya Cömert: Şehirli şair, şehirli Müslüman

Siyasal ve kültürel iktidarın sarhoş ettiği gözü dönmüş güruhun ortasında, kılıcını ilk o çekti. Kılıcını veya kalemini. Üzerine çullandılar. Matbuatıyla, adliyesiyle, zabıtasıyla hepsi birden... Ellerinden gelse lime lime edeceklerdi. Vuruldu, yaralandı, yıkılmadı. Bir şövalye gibi, kalemiyle ve kelamıyla bütün hamlelere, bütün hücumlara yetişti, hepsiyle baş etti.



Kalabalığın arasında veya ıssızken, şehrin sokaklarında yürüdü bu adam.
 
Çarşılarında dolaştı. İşportacısıyla, esnafıyla, şoförüyle, hamalıyla haşır neşir oldu.
 
Kahvelerinde oturdu. Batakhanesini, kumarhanesini, mahpushanesini dibine kadar tecrübe etti.
 
Agorasında, meydanlarında, camilerinde, kabristanında her yerinde hakkını vererek var oldu.
 
Sosyetesini, fukarasını, çelebisini berduşunu, üçkağıtçısını, delisini evliyasını, hepsini iliklerine kadar tanıdı.
 
Bunların hepsi Ãœstad’ın ÅŸiirine, iÄŸreti unsurlar olarak deÄŸil, iliÅŸtirilmiÅŸ nesleler, olgular olarak deÄŸil... Hayatta nasıl varsalar, gerçekte nasıl varsalar öylece girdi. (Tabii ki ÅŸiire girince ÅŸiir oldular. Bir baÅŸka ‘mevcudiyet’ kazandılar.)
 
Çok yazan olmuştur ama yeri gelince benim de yazmam lazım.
 
Necip Fazıl ÅŸiiri, Türkçe’nin en ÅŸehirli ÅŸiiridir.
 
Muhasebe şiirini hatırlar mısınız? Mahsus böyle bir şiiri misal veriyorum.
 
Gençleri, varlık muhasebesine çağıran bir şiir.
 
***
 
O şiirde bile, nasıl şehir var, şehrin halleri var?
 
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem
 
Üst kat: elinde tesbih ağlıyor babaannem
 
Orta kat: (mavs) oynayan annem ve aşıkları
 
Alt kat: Kız kardeşimin tamtamda çığlıkları.
 
Aynı şiirden başka mısralar:
 
Fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası!
 
Bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası?
 
Necip Fazıl’ın ayak seslerini iÅŸitiyor musunuz?
 
Evet, üstadın ÅŸiiri eÅŸliÄŸinde her birimizin kendi hayatlarımızda ayrı ayrı tecrübe ettiÄŸimiz ‘Kaldırımlar’dan bahsediyorum.
 
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi
 
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır
 
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi
 
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır
 
Ya Otel Odaları?
 
Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı
 
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
 
BaÅŸka ‘ÅŸehir’ ÅŸairlerimiz var elbette. Ä°stanbul’un ‘Kapalıçarşı’sını, ‘Urumeli Hisarı’nı, Ada’sını, Vapur’unu pek güzel yazanlar var.
 
Hiç de küçümsemem. Harika şiirler ve daima büyük bir hazla okuyorum.
 
Şehre dokunmuşlar, şehre bakmışlar, şehri sevmişler. Şehri ellerine, yüzlerine, bedenlerine sürmüşler.
 
Ama ÅŸehir, hiçbirinin iliklerine, Necip Fazıl’ın iliklerine iÅŸlediÄŸi denli iÅŸlememiÅŸ.
 
(Burada, Attila Ä°lhan’ı istisna görürüm. Herhalde onu yazmanın da sırası gelir. Mamafih, Ãœstad’ın önceliÄŸi var. Ãœstad, ÅŸiiriyle ÅŸehre girme konusunda hepsinden kıdemlidir.)
 
Sade şiirinde değil, ne yaşadıysa hepsinde, ne yazdıysa hepsinde şehirliydi Necip Fazıl.
 
Şimdi sırası geldi... Şairliğinde var olan şey, Müslümanlığında da vardı.
 
***
 
Necip Fazıl’ın ‘mesele’si, ‘hafakan’ları, ‘çile’si, hisleri, hatta ‘dava’sı da ÅŸehirliydi.
 
‘Åžehirli bir Müslüman’dı Necip Fazıl Kısakürek.
 
(Bu ‘ÅŸehirli Müslüman’ mefhumu önemlidir. Bizler, biraz taÅŸralıyız. Hatta biraz köylü. Bu halimiz galiba bir müddet daha sürecek.
 
Zaman içinde köylülüğümüz ağır bastı, galebe çaldı gibi geliyor bana. Sanki şehirli öncülerimizi gürültüye getirdik. Üçüncü-dördüncü kuşaklarda kendimizi onarır mıyız? Ümit edelim, belki olur.)
 
Uzun bir fetret döneminden sonra... Bir ıssızlığın ortasında ‘agora’ya ilk Necip Fazıl çıktı.
 
Siyasal ve kültürel iktidarın sarhoş ettiği gözü dönmüş güruhun ortasında, kılıcını ilk o çekti.
 
Kılıcını veya kalemini.
 
Üzerine çullandılar. Matbuatıyla, adliyesiyle, zabıtasıyla hepsi birden... Ellerinden gelse lime lime edeceklerdi.
 
Vuruldu, yaralandı, yıkılmadı.
 
Bir şövalye gibi, kalemiyle ve kelamıyla bütün hamlelere, bütün hücumlara yetişti, hepsiyle baş etti.
 
Üstad hayattayken dut yemiş bülbül gibi sus pus durdukları halde Üstad ahirete göçtükten sonra çenesi düşen bir kaç sünepe hatırlıyorum.
 
Eh, onlar da kendi vasıflarını belli etmiş oldular.
 
Necip Fazıl Kısakürek’in hem ÅŸiirine hem hayatına biraz daha devam etmek istiyorum.
 
Haftaya inÅŸallah.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.