Kimsenin kimseye laf söyleyemediği, yanlışların hatırlatılmasının rahatlıkla kişisel saldırı olarak algılanabildiği bir ortamda emri bil maruf ve nehyi anil münker sorumluluğu hem ço
Topluca sabah namazlarına kalkılan, içerisinde Kur’an okunan, Allah’ın zikredildiği, iyiliğin emredildiği, kötülüğün men edildiği, ümmetin derdiyle dertlenilen her ev bir vakıf, bir
İHH İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde bir araya gelen birçok sivil toplum kuruluşunun üyeleri, Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine "Sessiz Çığlık" eylemiyle tepki gösterdi.
İnsanın geçmişten geleceğe yolculuğunu bir büyük romanmış gibi düşünelim. O kalın romanın içinde birer cümle gibiyiz her birimiz. Nasıl aradaki herhangi bir cümleyi çıkarıp attı
On beşinci yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Babası Timur'un torunu olan Uluğ Bey'in doğancı başısı idi. "Kuşçu" lâkabı buradan gelmektedir. Ali Ku�
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
Dışişleri Bakanlığınca, Geleneksel Türk Okçuluğu adaylık dosyasının UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kaydedildiği bildirildi.
Topçu’nun fikir dünyası, Durkheim temelli insanı pasifleştiren toplumcu anlayışı ve anarşistliğe götüren bireyciliği reddederek her ikisini de temelsiz ve maceraperest bir hareket olara
Cezayir’e yaptığı bir deniz yolculuğu esnasında çıkan fırtına neticesinde genç Hasan’ın bulunduğu gemi, Avrupa bandıralı bir yük gemisiyle çarpışır. Kendi gemisinde bulunan heme
Bana göre, hukuklu toplumlar, büyük diktatöre geçit vermeyen; küçük diktatörlere de hesap sorabilen toplumlardır. Güngören Belediyesi’nde yaşanan kepazeliğin o küçük diktatöre hesa
Ekim Kasım aylarında Anadolu’nun nabzını tutmaya çıktım...Her yerde bir karamsarlık var. Ama öte yandan da kolay teslim olmama, ipi omuzlama, yükü, tarihî yükümlülüğün yükünü y�
Eğer insan çok boyutlu ise ki bu çok boyutluluğu tartışma dışıdır, ona ancak çok boyutlu bir epistemik yapı ile karşılık verilebilir. Bu yüzden insanlık tarihi boyunca insana dair ve
“Kadına Şiddet” sorunu İslami bir topluluğun sorunu değil; İslam’dan uzaklaşmış veya hevasını din edinmiş bir topluluğun sorunudur.
“Binâsının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binâsının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ate�
Cemil Meriç’in gazetelere ve dergilere göndereceği yazıları daktilo ederek, istediği kitapları okuyarak ve daha başka hizmetlerini görerek kendisine yardımcı olan sekreterlerin en önemli