İki düşünürün en belirgin benzerliği ikisinin de cahili toplumlar tezini geliştirmiş olması. Kutup da cahili toplum üzerinde durur, Farabi de. Kutup, bütün kitaplarında cahili topluma di
Hayatın ayırdığını ölüm birleştiriyor. Hayatın eşitsizleştirdiğini ölüm eşitliyor.
Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı Alihan Töre’nin Hatıratı “Türkistan Kaygısı” ibretle okunması gereken bir kitap.
Türkiye gibi önemli liderlerini kültleştirme ile günümüz meselelerinden sorumlu günah keçileri haline getirme uçlarının birinden diğerine savrulan bir toplumda II. Abdülhamid'in bu şeki
''Niçin yaşıyoruz ve nasıl yaşıyoruz? Yaşadığımız ile yaşamak istediğimiz aynı şey mi? Düşündüğümüz dünya yaşadığımız dünyanın neresine tekabül ediyor?” gibi sorulara
Kendi iyiliğimiz için, hepimizin ve geleceğimizin iyiliği için, daha iyi, daha yetkin, daha nitelikli içerik üretimi ve inşa’lar için uyarıcı eleştirilere her zaman ihtiyacımız olduğu
İnsanın zaman ve mekânla, diğer bir ifade ile “tarih” ve “toprak”la olan ilişkisi sadece kendi varoluşunu değil, aynı zamanda din telakkisini de açığa çıkartır. Denebilir ki, ins
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Uluslararası Fuar Merkezi RAİ yakınında bulunan Nhow Hotel’de her gün çok sayıda insan tarafından kullanılacak holün zeminine, Kur’an’dan ayeti
Topçu’nun fikir dünyası, Durkheim temelli insanı pasifleştiren toplumcu anlayışı ve anarşistliğe götüren bireyciliği reddederek her ikisini de temelsiz ve maceraperest bir hareket olara
Kuşaklardır Bağdat’ta kumaş ticaretiyle meşgul bir aileye mensup olan Şeyh Muhammed Ârif Cumeylî, dört oğlunu yanına alıp hatıra fotoğrafı çektirdiğinde, sene 1938’di. Irak’ın
İslamcılığı yeni veya yinelenmiş sorular etrafında tartışmaya açan Yetkin Düşünce dergisinin merkezi sorusu İslamcılığın iddialarıyla gerçekleştirdikleri arasındaki fark. Bununla
Çin komünist rejimi Doğu Türkistan Müslümanlarına uyguladığı zulümde sınır tanımıyor. Zaten kendisine ait olan “Çin işkencesi” tanımını egale edecek yeni psikolojik işkenceler
Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!