Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Seyyid Kutup ve Farabi'nin geliÅŸtirdikleri 'cahil toplum' tezleri

İki düşünürün en belirgin benzerliği ikisinin de cahili toplumlar tezini geliştirmiş olması. Kutup da cahili toplum üzerinde durur, Farabi de. Kutup, bütün kitaplarında cahili topluma dikkat çeker. Farabi ideal kentin zıddı olarak cahili toplumu görür. Bu açıdan cahili toplumu güç, iktidar, savaş, el koyma davranışlarıyla tanımlar.



Farabi, 10. yüzyılda yaÅŸamış bir sosyal düÅŸünür, Seyyid Kutup da modern çaÄŸda. Her iki düÅŸünür de toplumları Ä°slam temelinde açıklamaya çalışır. Farabi, tamamen Ä°slam düÅŸünce ve kültürünün hâkim olduÄŸu dönemde düÅŸüncelerini geliÅŸtirir. Kutup ise hilafetinin olmadığı post-Osmanlı zamanlarının parçalanmış ve modern ideolojilerin egemen olduÄŸu bir Ä°slam toplumları döneminde tezini ortaya koyar. Farabi, pratik siyasetle ilgilenmeyen bir sosyal teorisyen. Kutup, pratik siyaset ile de ilgilenen ve pratik sorunları aÅŸmak için teorisini geliÅŸtiren bir ÅŸahsiyet.
Farabi
 
Ä°ki düÅŸünürün en belirgin benzerliÄŸi ikisinin de cahili toplumlar tezini geliÅŸtirmiÅŸ olması. Kutup da cahili toplum üzerinde durur, Farabi de. Kutup, bütün kitaplarında cahili topluma dikkat çeker. Hakim toplumların cahili toplumlar olduÄŸunu söyler. Ona göre cahili toplum, “Allah’ın hükmettiÄŸi ile hükmetmeyen” toplumlardır. BaÅŸka bir ifadeyle toplumlar, Allah’ın hükümleri ile yönetilmiyorsa bu toplumlara cahili toplumlar denir. Böylece cahili toplum, doÄŸrudan politik hâkimiyet üzerinden tanımlanır. Burada hakimiyet politiktir ve politik hâkimiyet de Allah’ın ön gördüÄŸü kanunlara dayanıp dayanmaması temelinde yorumlanır. YaÅŸanan bütün sorunların kökeninde bu cahiliye toplum tarzını görür. Bunu deÄŸiÅŸtirmek için Ä°slam kanunlarını politik düzeyde hakim hale getirmek için mücadele etmeyi savunur.
 
Farabi cahili toplumu, Faziletli Toplum/Erdemli Medine kitabında ele alır. Medine hem politik hem de sosyolojiktir. Politik ve sosyolojik alanların bir kent formatında var oluÅŸudur. Farabi ideal kentin zıddı olarak cahili toplumu görür. Toplumsal varlığın olumsuz biçimini bu toplum tarzı temsil eder. Cahili toplumu politik alanla beraber deÄŸerlendirir. Halk ve politik alanın iç içe geçtiÄŸi biçimde ele alır. Bu açıdan cahili toplumu güç, iktidar, savaÅŸ, el koyma davranışlarıyla tanımlar. MüÄŸabele toplumdur bu. KuruluÅŸunun temelinde vahÅŸet ve çatışma vardır. Güçlü olanlar, çatışma ve savaÅŸta zaferle çıkanlar, kin ve hile ile hareket edenlerin yönetimine dayalı bir toplum düzeni… Gücü yetenler doÄŸrudan savaşır ve savaÅŸla yönetir. Buna gücü yetmeyen ise hile, kandırma, hıyanet, aldatma ve iki yüzlülükle hareket eder. BaÅŸka toplumlara karşı savaÅŸ ya da hileye baÅŸvurur.
 
Farabi, cahili toplumu Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyenler olarak tanımlamıyor. Ä°slam’ın doÄŸruluk, yardımlaÅŸma, adalet, dürüstlük gibi ilkeleriyle( toplamında erdemli toplum/erdemli Medine) baÄŸdaÅŸmayan tutumlar içinde olan bir toplum olarak yorumlar. Erdemli toplumu, yaratılış tekamülünde Allah’tan gelen yardımlaÅŸma fıtratıyla bir arada yaÅŸayan, hayır ve iyilik üzerine olan toplumdur. Oysa Kutup, cahili toplumu tamamen politik “hâkimiyet” tezi ile deÄŸerlendirir ve buna alternatif olarak ileri sürdüÄŸü Ä°slam Toplumunu da yine politik baÄŸlamda Allah’ın hükümleri ile hükmeden toplum olarak görülür.
 
Çağımızda Ä°ran ve Sudan gibi ülkelerde Allah’ın hükümleri ile hükmeden politik yapıları gördük. Bu devletler de Kutup‘un tezini benimsiyorlardı. Ama cahili toplum biçimlerinden kurtulamıyorlar. Bugün, reel Ä°slam toplumları adalet, iyilik, doÄŸruluk ve hak üzerinde olmadıkları için cahiller. Farabi’nin bahsettiÄŸi cahil toplum da budur. Bu toplumlarda maarif yoktur ve bu nedenle hak ve doÄŸruluk yolundan sapılmaktadır. Yöneticiler savaÅŸ, güç, çatışma ve hilelerle yönetimlerini sürdürmekteler. Lübnan’da, Ä°ran’da, Irakta halk bunun için sokaklarda. Milis güçler, etnik kışkırtmalar, çeÅŸitli hileler ile yönetilen bu toplumlar cahili toplum haline geliyorlar.
 
Cahili toplumdan kurtulmanın yolu Seyyid Kutup ’un yönteminden geçmiyor. SoÄŸuk SavaÅŸ dönemi Ä°slamcılığın siyasal hakimiyet teorisi, tecrübeyle sona erdi. Bunun yerine Farabi’nin yaklaşımına bakmalıyız. Yani adalet, yardımlaÅŸma, dayanışma ve metafizikle irtibatlı bir siyasal/toplumsal tahayyül. Buna yeni kitabımda ele aldığım üzere Cemiyeti Kamile diyorum. Bu toplum tarzı bilinci ile yeniden ayaÄŸa kalkabiliriz.
 
 
 
Müellif: Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.