Son iki yüz yılın hikâyesi böyle başlar. Emperyalist bakış, kendi dışındaki bütün düşünce ve fikri akımları kendi bakış açıları içinde tanımlayarak işlevsizleştirme arayış
Özgürlük erk sahiplerinin muhalefet dili olarak kullanılmaya devam ediyor. Özgürlük söylemiyle iradeleri teslim alınanlar kapitalist düzene en çok odun taşıyanlar oldu.
Hafter’i bugünlerde yine kışkırtanlar ve onu Türkiye ile tekrar çatışmaya sokmaya çalışanlar olduğu açık. Neden? Ellerinde kalanı da kaybettirmek için mi? Yoksa ateşkes süresini as
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisiyle 1998’de yapılan bir röportajda, “Şiir okumayı mı seviyorsunuz? Yoksa mesaj vermeyi mi?” sorusunu şöyle cevaplamıştı: “Aslında her �
Sıradan şeylermiş gibi gördüğümüz günlük alışkanlıkların hayatımızda ne kadar büyük önemi varmış değil mi? Ve farkına varamadığımız onlarca nimete sahipmişiz…
“Türkiye ile batı arasındaki ilişkiler düzelme yoluna girer mi?” sorusunun sıkça sorulduğu ve zihinleri meşgul ettiği böyle bir ortamda, önceki gün Akdeniz’den gelen bir haber yenid
İnsanlar hakikate ulaşmaya, ulaştıkları ölçüde hakikati dile getirmeye uğraşıyorlarsa yaptıklarının dünyayı değiştirme hevesleriyle değil, bir mükellefiyeti yerine getirme istekler
“İhvan’ı savunmak için değil, sadece gerçeğin yerini bulması için Kıdemli Alimler Konseyine şu soruyu soruyorum: Denge fıkhı ve öncelikler fıkhı açısından İhvan’a saldırmak m
Gerçek kuklacının iradesine göre hareket eden iki kukladan birinin ötekinden farklı bir iradesi olduğu düşünülebilir mi?
İran lideri Ali Hamaney, ABD'nin 18 İran bankası hakkında yaptırım kararı aldığı 11 Ekim'den bir gün sonra askeri öğrencilerin mezuniyet törenindeki konuşmasında, sorunların dış kay
Buhran, mütemadiyen bir vazgeçiş, bir tükenişin tezahürü olarak karşımıza çıkıyor
“Vakit hiç bir şeye yetmiyor sanki” diye mırıldandı kendi kendine. “Belki de o gelip geçerken içine bir şey koymadığımızdandır” dedi buna karşılık iç sesi.
Millet ve devlet olarak artık kendi hikâyemizi yazmanın zamanı gelmiştir denildi. Buna niyet edenler koca Yunus’un ''Akıntıya karşı Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim'' mısralar�
Peygamber Efendimiz"in özelliklerini okurken, şu cümle dikkatimi çekmiş ve hemen altını çizmiştim: "Sıradan değildi, fakat sıradan insanlar gibi yaşardı." "Biz insanın dışına bakmay�
Şeyh Galib’in bile Divan şairlerinden beğendiği isim sayısı beşi altıyı geçmiyor, o da yenilikten söz ediyor, ilginç değil mi? Ömer Yalçınova yazdı.