İnsan bu hakikatle topraktan yaratıldı, anasır-ı erbaa varlığının mütemmim cüzleridir. İnsanı bunlardan ırakta düşünmek, kendi hakikatinden gurbette düşünmek mânasına gelir. İns
Bazen tek boyuta kadar indirgiyoruz insanlığımızı. Basit, süflî, yüzeysel anlamlara, anlamlandırmalara kadar geriletiyoruz idrakimizi. Buharlaşıp gidecek gündelik lakırdılarla örtüyor,
Şayia, yani söylenti, hakikatin düşmanıdır. Toplumsal morali hedef alır ve güven sarsmak ister. Toplumu ilgilendiren büyük işlerle uğraşanlar, yaptıkları işin doğruluğuna, toplumsal
Türk milletinin beka mücadelesinde büyük yara aldığı muharebelerin başında Balkan Harbi (1912-1913) gelmektedir. Bu harp, iktidar-muhalefet ilişkilerinin çarpıklığını ve merhum Âkif'i
Dünya üzerinde bazı mekanlar insanlığın vardığı genel seviyeyi göstermesi bakımından özeldir. Kutsal (dokunulmaz) olarak da ifade edilen bu mekanlardan biri de Kudüs olmuştur. Kudüs'ü
Daha önce “ İnsanın Üzerinde Yedi Yol” adlı bir makale yazmıştım. Bu yedi yol, yedi nefs mertebesidir. Her bir mertebe manevi yükseliş mertebesidir. Her bir mertebede akıl, idrak ve ahl
Her gece O’nun hakikatinin nuruna ve Allah’ın varlığına darsılmaz bir inançla şahitlik edenler vardır.
Kendi gördüğü gerçekliği, hakikatin kendisiymiş iddiasında bulunan biri ile patavatsızın teki, hatanın en büyüğünü ika etmiş olur.
Nasıl ki Evren'deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak... İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işl
Nasıl ki Evren'deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak... İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işl
İnsanın kendine ‘kim’ olduğunu sormasına belki açıktan değil ama örtülü bir alaycılıkla yaklaşılıyor bugün. Oysa gelmiş geçmiş zamanlar boyunca kendi hakikatine giden yola ilk a
Ramazan, bir ay değil sadece. Bir iklim. Bir mevsim. Muazzam bir direniş, diriliş ve varoluş mevsimi. Ramazan bir biliş ve direniş mevsimidir; insanın varlığın, hakîkatin, tabiatın ve Yara
Her örf belirli bir aklî, her adet ise belirli bir fiilî hakikatin izdüşümüdür, temsilidir. Bu hakikat bilinmedikçe ne örf ne de adet muhtevasına geri gidilerek idrak edilebilir.
Nasıl ki Evren'deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak... İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işl
Nasıl ki Evren'deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak... İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işl