İnsanoğlunun kullandığı hemen hemen her nesne, örnek olarak bir araba, bir tarihî geçmişe sahiptir. Bir arabayı oluşturan tekerlek, cam ve diğer unsurlar hem maddî hem de kavramsal olarak
Şuur, belirlilik; sihrin, belirsizliğin çelişiğidir. Sihirde alicengiztuğrulvari el çabukluğu, göz boyama tarz iken, şuurda yön-demli olma, "-den, -a'ya" gitme esastır; kısaca yöntem.
Bir milletin geçmişi yani tarihi üzerinde, en hafif tabirle, operasyon yapabilmek için göz önünde bulundurulması gereken ilk ilke, o milletin tarihinin yok-sayılması, bu mümkün değil ise
Hikâye bu ya! Günlerden bir gün Karga Ülkesi, Bülbül Ülkesi'ni işgal eder; yönetimi ele geçirir ve kendisini buyurur: Bundan böyle ülkede hiçbir şey bülbülce icra edilmeyecektir: Bülb
Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!
İSAR'ın bahar dönemi, İhsan Fazlıoğlu'nun 20 Şubat tarihinde verdiği "Üç Boyutlu Bilginin Mücessem Temsili: Osmanlı İlim Geleneği" başlıklı açılış dersi ile başladı. İlginin bi
Türk Milleti kavramının mefhûmu, Büyük Selçuklu – Anadolu Selçuklu – Osmanlı – Cumhuriyet sürecinde gerçeklik kazanan ve nesnelleşen bin yıllık tarihî bir tecrübedir.
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
İnsan, tarihî deneyim gösteriyor ki, esas itibariyle kemâl arayan bir varolandır; ancak her kemâl, zevâle evrilir... Öyleyse hem var-olmanın, hem de hayatın yeniden anlamlı kılınabilmes
İslâm medeniyeti'nde hem dinî hem resmî (idarî) hem de içtimaî hayatta hedeflenen mükemmellik, dakik hesap ve bunu sağlayacak aletlere dayanır. Bu da dinî ve içtimaî meşruiyetin bir yön
Tek başına “ne Doğu’nun hikmeti ne Batı’nın rasyonalitesi” ya da “ne Batı’nın hikmeti ne Doğu’nun rasyonalitesi”; başlangıç noktası olarak hem hikmeti hem rasyonaliteyi ü
Modernizmin alâmet-i fârikası, Varlık’ı, Evren’i ve Hayat’ı dolayısıyla İnsan’ı anlamdan arındırmak, anlamdan temizlemektir (disenchantment). Latince kadîm kökü dikkate alındı
Bir medeniyetin tarih ve medeniyet perspektifinde yok iseniz vicdanında da karşılık bulamazsınız.
İnsan, beşer olarak varlık denizi'ne bırakılmış, fırlatılıp atılmış ya da gönderilmiş herhangi bir-şey'dir, herhangi bir canlı'dır. Bu deniz'de batmamak, kaybolmamak, yokolmamak içi