Türk Milleti kavramının mefhûmu, Büyük Selçuklu – Anadolu Selçuklu – Osmanlı – Cumhuriyet sürecinde gerçeklik kazanan ve nesnelleşen bin yıllık tarihî bir tecrübedir.
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
İnsan, tarihî deneyim gösteriyor ki, esas itibariyle kemâl arayan bir varolandır; ancak her kemâl, zevâle evrilir... Öyleyse hem var-olmanın, hem de hayatın yeniden anlamlı kılınabilmes
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın; keçilerini otlatan Yusuf Emmi'nin, keçilerinin derilerinden yapılan çantaların ilginç bir hikayesini konu edinen yazısını okurlarımıza sunuyoruz
İslâm medeniyeti'nde hem dinî hem resmî (idarî) hem de içtimaî hayatta hedeflenen mükemmellik, dakik hesap ve bunu sağlayacak aletlere dayanır. Bu da dinî ve içtimaî meşruiyetin bir yön
Uluslararası bir sempozyum için, başlıkta belirttiğim birinci devrimci Malik Bin Nebi’nin memleketi olan Cezayir’deyim. Sempozyumun istirahat için verilen arasında, “akılsız telefon”u
Tek başına “ne Doğu’nun hikmeti ne Batı’nın rasyonalitesi” ya da “ne Batı’nın hikmeti ne Doğu’nun rasyonalitesi”; başlangıç noktası olarak hem hikmeti hem rasyonaliteyi ü
Modernizmin alâmet-i fârikası, Varlık’ı, Evren’i ve Hayat’ı dolayısıyla İnsan’ı anlamdan arındırmak, anlamdan temizlemektir (disenchantment). Latince kadîm kökü dikkate alındı
Bir medeniyetin tarih ve medeniyet perspektifinde yok iseniz vicdanında da karşılık bulamazsınız.
İnsan, beşer olarak varlık denizi'ne bırakılmış, fırlatılıp atılmış ya da gönderilmiş herhangi bir-şey'dir, herhangi bir canlı'dır. Bu deniz'de batmamak, kaybolmamak, yokolmamak içi
Kısaltımış hâli için bkz. "Ali Kuşçu", Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, c. I, İstanbul 1999, s. 216-219.
Varlık, nefs el-emr'dir yani kendi olan, kendi kalan, kendiyle olan, kendi için kalan, kısaca kendinde şeydir? Varlık'ın kâmin ve zâhir oluşu; kumûnu ya da zuhûru O'nunla muhatab olan insan
لـكلِّ شـيء إذا مـا تمَّ نُـقصانُ فـلا يُـغـَرُّ بـطيبِ العَيشِ إنسانُ[1]
Yıl 1988, Zilhicce ayının 9’unu 10’una bağlayan gece… Arabistan’ın bozkır çöllerinde, Arafat’tan süzülmüş binlerce insan, Yaratıcılarının rızasını kazanmak için y�