Türk edebiyatının en büyük romanı hangisi?” sorusunun bendeki cevabı Saatleri Ayarlama Enstitüsü’dür.
"Şiir yalnızca söylemez, ifade etmez, dile getirmez; ama aynı zamanda resmeder, heykel yapar ve şarkı söyler; o hem mimaridir, hem resim hem de musiki... Sinan ile İtri, Yunus ile Fuzuli'nin a
Mustafa Kemal’i sevmediğini söyleyene, “yine doğardın da baban Yunan olurdu” diye yazıp çizmiyorlar mı! Onların hiçbir şeyine dokunmayacaksın, ama onlar Allah, Kitap, Resulüne her ş
Bizden daha canlı, bizden daha cıvıl cıvıl olan bu gök varlığı orucun susadığı su, acıktığı yemek nedir öyleyse? Demek ki, oruç, çağımıza, göklere mahsus nişanlarla donanmış
Avrupa, Türkleri İstanbul’un fethinden dolayı hiç bir zaman affetmedi. Nitekim II. Pius adıyla Papalık koltuğuna oturan Enea Silvio Piccolomini, İstanbulun fethiyle ilgili şöyle der: Avrup
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, bugün 6 ülkede yurda dönüş için bekleyen 1765 Türk vatandaşının yuvalarına kavuşturulduğunu söyledi.
Her şeye kayıtsız kalmayı istiyor insan bazen. Sesini kesmek, ellerinle kulaklarını tıkamak, gözlerini kapatmak... Öylece durmak ve zamanın çerçöpünü önüne katıp götürmesini beklem
“İnsanlar, ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar kendine geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.”
Bütün dünya malum virüsün pençesinde kıvranıyor. Bir yandan ilaç aranıyor, öte yandan ceset torbası. Bu korku insanoğlunu kendine getirir ve yeni bir dünya düzeni kurulabilir mi? Züme
Koronayı tartışırken bir anda “Sokağa çıkma yasağı” gündem oldu ve ardından Soylu’nun istifası. Bugün, düne göre daha kırılgan bir Türkiye var. Görünen o ki, hiçbir şey es
Namık Kemal’in bir sözünü okudum. Diyordu ki: “Dünyanın her tarafında insanlar, kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşurlar. Hafızasında yeterli kelime hazinesi olmayanlar, topluluk
“Her şey yavaşladı mı, bana mı öyle geliyor” dedi bordo kanepede oturan kadın. “Hayat yakasını elimizden kurtarıp kendi ritmine dönüyor sadece” dedi ayaktaki adam. Yavaşladığın
Şu an için dünya bir karantinada. Hiçbir zaman böyle bir durum yaşanmamıştı. Ölümün ürkütücü sesi hemen her yerde duyuluyor. Duyulmaya da devam edecek… Tıptan olan beklentilerimizin
Cuma gecesi sokağa çıkma yasağı ilanının hemen ardından yaşanan görüntülere bakıp “eyvah, bütün kazanımlarımız elden gitti” diye düşündüm. İlk kanaatimi söyleyeyim: “Soka
Postmodern denilen dünyayı niteleyen en önemli özelliklerden birisi insanların inanacakları, yoluna kitlesel olarak seferber olacakları büyük davaların, büyük hikayelerin, onun deyimiyle m