Sezai Karakoç gibi birine reva mıdır bütün bu pespayelikler! Ülkemizin yaşayan kalbi, beyni ve vicdanı. Bu kalp durunca, bu beyin çökünce, bu vicdan yitince, bu ülke çorak bir ülkeye, u�
İnsan denilen soru'ya verilecek yanıtlar her şeyden önce, insanın üçlü yapısını, hissî, vicdanî ve aklî yapısını dikkate alınarak verilmelidir. Bu üçlü yapıdan birisinin ihmali y
Kalbi hiçe sayan, vicdanı devre dışı bırakan, ruhu öldüren akıl, şeytânî akıl’dır. Bizi akleden kalp, bu çıkmaz sokaktan düzlüğe çıkaracak... Kalbi olan, vicdanı eksene alan, r
Vaktiyle taşı toprağı altın; suyu aziz olan, bir sengine bin acem mülkünün feda olduğu şu ‘’Cihanşümul Dersaadet” dahi bir şehr-i kıyamete dönüşmüşse, ruhumuzu kanatan,
Korona virüsü sonrası evine kapanan insanlığın, iyi bir tefekkürle yeni farkındalığı yakalayacağını düşünüyorum. insanlık her şeyin güç ve para olmadığını anladı. Paylaşman
Ya hu, Suriye’de Ruanda benzeri bir vahşet yaşanıyor, Amerikalısı, Rus’u, İngiliz’i, Fransız’ı bakıyor.. Akif bunlar için şöyle diyordu: “Tükürün milleti alçakça vuran darbe
Anlamıyorum. Daha doğrusu şöyle söylemem lazım: “Artık anlamadığım şeyler, anladıklarımdan fazla.”
Bir insanın vicdanını öldürmek hukuken cinayet sayılmaz ama ahlaken büyük bir cinayettir.
Entelektüel vicdanı, aydın namusu vs. Bunların nasıl bir şey olduğunu düşünürken, aklıma, İsmail Kara hocamızın dört yıl önce yaptığı bir konuşma geldi. Kara"ya göre, "Batı Avr
Ne Konya, ne Bursa, ne İslâmbol... Hiçbir şey bol değil artık. Kaht yani kıtlık var her yerde: Kaht-i rical derdi eskiler; şimdi artık kaht-i nazar da var. Sirac'ın ve Sadr'ın olmadığı
Berfin Özek güzel bir genç kızdı. Yüzüne asit fırlattılar, bir gözünü kaybetti, yüzü tanınmaz hale geldi.
30-40 yıl sonra robotların veya teknolojik aygıtların üreteceği terörün bugünkünden daha tehlikeli zararlarını konuşmamak için teknolojiyi yok saymadan ve sadece teknolojiye mahkum bir h
Cahar Dudayev, Çeçenistan'ın bağımsızlık savaşına öncülük etmiş onurlu bir komutan olarak tarihe geçti
Somali’de, Libya’da, Suriye’de… Türlü imkânsızlıklara ve reel-politiğin dayattığı zorluklara rağmen, vicdanın ve insanlığın tarafında saf tutmak… Bu çizgi, hiçbir zaman bozu
Modern-seküler dünya ideolojik anlamda büyük bir özgüven içersinde bulunurken, bizler, bu özgüvenle hesaplaşmayı aklımızdan geçirmiyor; düşünsel/kültürel/manevi aşağılanmaya taha