Sosyal Medya

Abdurrahman Dilipak: Hani nerede medeniyet?

Ya hu, Suriye’de Ruanda benzeri bir vahşet yaşanıyor, Amerikalısı, Rus’u, İngiliz’i, Fransız’ı bakıyor.. Akif bunlar için şöyle diyordu: “Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! / Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere! / Tükürün ehl-i salîbin hayasız yüzüne! / Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! / Medeniyet denilen maskara mahlûku görün, / Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün!



Yunanistan BaÅŸbakanı Kiryakos Miçotakis, Suriye’de yaÅŸanan olaylardan Yunanistan’ın sorumluluÄŸu bulunmadığını, ülkesinin baÅŸkalarının aldığı kararların sonuçlarına katlanmak zorunda olmadığını belirtmiÅŸ. Türkiye batıya gitmek isteyen göçmenler için kapıları açtı ya, Avrupalılar ne yapacaklarını bilmiyorlar bugün..
 
Suriye’de burnumuzun sürtüleceÄŸini düÅŸünüyorlardı, Rusya’ya karşı Türkiye’yi yanlarına almak için “uslu dur” diyeceklerdi, o da olmadı. Tabii Ruslarla bu iÅŸbirliÄŸi nereye, ne zamana kadar devam eder, o da ayrı bir soru!?
 
“Nerde -gösterdiÄŸi vahÅŸetle- “bu: bir Avrupalı!” / Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, / Varsa gelmiÅŸ, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!”
 
Türkiye’ye milyonlarca insan gelir kapılarımızı açık, onlara binlerce insan gelince kurÅŸun sıkarlar.
 
Kimse Rus’a, Ä°ngiliz’e, Fransız’a “niye Suriyedesiniz” diye sormaz. Dün birlikte olduÄŸumuz kardeÅŸlerimize yardıma gidince “orada ne iÅŸiniz var” derler. Derdimizi ne Ä°slam Konferansına, ne Arap BirliÄŸine, ne Afrika birliÄŸine, ne Avrupa BirliÄŸine, ne BM’ye, ne NATO’ya anlatabilirsiniz. Peki bunlar niye var?
 
BM, NATO neyi çözüyor. ABD, AB gerçekten demokrasi mi istiyor.. Suriye’de ülke halkının yarıdan fazlası ülkeden kaçtı, milyonlarca insan öldü, sakat kaldı. Açıkça savaÅŸ suçu iÅŸleniyor. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Birileri gittikleri ülkede kriz çözmek için deÄŸil, kendilerinin oradaki varlığını sürdürebilmek için kontrol edilebilir bir kriz stratejisi ile krizin sürekliliÄŸini saÄŸlamak için orada bulunuyorlar. Bu Irak, Suriye, Afganistan, Yemen, ÅŸimdi de Libya için böyle.
 
Aslında BM, NATO, Uluslararası Ceza Mahkemesi, BM, BMGK, UNHCR, WHO, IMF ve Dünya Bankası gibi örgütler ömrünü tamamlamış gibi gözüküyor. Türkiye ile ABD ve AB ile iliÅŸkiler, ne ittifaka ve dostluÄŸa sığar. NATO için ittifak dışı Ä°srail her zaman çok daha önemli ve öncelikli. Sahi Türkiye’deki darbe giriÅŸimlerinin arkasında kimler vardı. Batıdaki Ä°slamofobi ve yabancı düÅŸmanlığı ne oluyor?. Hedef ülkelerin başında Türkiye gelmiyor mu? NATO’cuların çoÄŸu Türkiye’ye karşı terör örgütlerini destekleyip, himaye etmiyorlar mı? Geçin bunları, AB ve ABD de karşı karşıya gelmedi mi bugün. Libya’da Avrupa Triosu Hafter’i, ABD Merkezi hükümeti destekliyor. Demokrasi filan hikaye, bunlarınki “Memokrasi”. Esed milyonları katletmiÅŸ, ülke vatandaÅŸlarının yarıdan çoÄŸu ülkeden kaçmış, adam seçim yapıyor, Avrupa hâlâ Anayasa yazacak. Türkiye’de bu iÅŸi tercüme bürosu ile yapmışlardı ve birçok kanunu tercüme yanlışı ile meclisten geçirdiler. Ä°sterlerse bu iÅŸ böyle de oluyor.
 
Ya hu, Suriye’de Ruanda benzeri bir vahÅŸet yaÅŸanıyor, Amerikalısı, Rus’u, Ä°ngiliz’i, Fransız’ı bakıyor..
 
Akif bunlar için ÅŸöyle diyordu: “Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! / Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere! / Tükürün ehl-i salîbin hayasız yüzüne! / Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! / Medeniyet denilen maskara mahlûku görün, / Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün! 
 
Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar / Dipçik altında ezilmiÅŸ, parçalanmış kafalar! / Bereden reng-i hüviyetleri uçmuÅŸ yüzler! / Kim bilir hangi ÅŸenâatle oyulmuÅŸ gözler! / “Medeniyyet” denilen vahÅŸete la’netler eder, / Nice yekpâre kesilmiÅŸ de sırıtmış diÅŸler! / SüngülenmiÅŸ, kanı donmuÅŸ nice binlerle beden! / Nice baÅŸlar, nice kollar ki cüdâ cisminden! / BeÅŸiÄŸinden alınıp parçalanan mahlûkât; / Sonra, nâmusuna kurbân edilen buncâ hayât! / Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler! / GöÄŸsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler! / Teki binlerce kesik gövdeye âid kümeler / Saç, kulak, el, çene, parmak… Bütün enkâz-ı beÅŸer! / Bakalım yavrusu uÄŸrar mı, deyip, karnından, / Canavarlar gibi ÅŸiÅŸlerde kızarmış nice can! / Ä°ÅŸte bunlar o felâketzedelerdir ki düÅŸün, / KurumuÅŸ ot gibi doÄŸrandı bıçaklarla bütün! / Müslümanlıkları biçârelerin öyle büyük / Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!”
 
“Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; / Benim îman dolu göÄŸsüm gibi serhaddim var. / Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boÄŸar, / “Medeniyyet!” dediÄŸin tek diÅŸi kalmış canavar”.
 
Evet o Medeniyet denilen “maskara mahluk”, o “tek diÅŸi kalmış canavar” Kızılderilileri yok etti, kara derilileri köleleÅŸtirdi, sarı ırkı sömürgeleÅŸtirdi, yetmedi mi? “Mim”i düÅŸmüÅŸ bir “Medeniyet” bu.
 
Bunlar yetmedi, kendi içinde 100 yıl savaÅŸtı. O da yetmedi, 2 dünya savaşı çıkardı. O da yetmedi bir de soÄŸuk savaÅŸ yaÅŸadı dünya. Åžimdi “Tanrıyı kıyamet savaşına zorlamak” için bizim coÄŸrafyamıza geldiler. Neyse ki, dünya uyanmaya baÅŸladı. Ä°srail seçimlerinden yine bir sonuç alınamadı. “Yüzyılın projesi” aldatmacasına Ä°srail halkı bile çoÄŸunluk olarak destek vermiyor.
 
Müstevlilerin yerli iÅŸbirlikçileri hâlâ “irtica’ın kendi lehçelerindeki manası” üzerine verip veriÅŸtiriyorlar. “Geri kalmışlığın sebebi Ä°slam’mış, hâlâ bu “herze”yi tekrarlayıp duruyorlar.
 
Herkes durduÄŸu yeri yeniden gözden geçirmeli.
 
O Meclis’teki kavga, kavga öncesi yaÅŸananlar, bunlar hoÅŸ ÅŸey deÄŸil. TBMM çatısı altında açık ve kaba bir provokasyon yaÅŸandı ve bu tuzaÄŸa düÅŸüldü. Üslub, zamanlama, mekan hepsi yanlıştı. Birileri bulanık suda balık avlama çabasında.
 
Herkesin üslubuna dikkat etmesi gerek. Siyasiler arasındaki polemikin dili çok demagojik ve üslubu bunun media’ya yansıması, sosyal media’daki yansımaları tam bir felaket. Türkiye’nin bu durumdan bir an evvel sıyrılması gerek. Halk siyasilere güvenini kaybediyor ve siyasetten soÄŸuyor. EleÅŸtiri yapılacaksa da birbirimizi Hakk’a ve hayra çağıralım. Kavga dili ile siyaset yapılamaz. Bu ÅŸekilde topluma güzel bir örneklik ve önderlik yapılmıyor.
 
Adaletten, barıştan, özgürlükten yana, katılımcı, çoÄŸulcu ve ÅŸeffaf bir medeniyet inÅŸa edeceksek bunun finansmanı, usulü, üslubu ve yönteminin yeniden gözden geçirilmesi gerek.
 
Durumumuz böyle. Ne diyeyim ki, “dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”.. Selâm ve dua ile.
 
Yeniakit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.