İnternetin çekim gücüne kendimizi kaptırmadan, istediğimiz zemine çekebiliyorsak sorun yok…
Millet bir gün alayımıza “Bir susun ya!” diye patlar mı acep? Yeri göğü inleten bir haykırışla titretip kendimize döndürür mü bizi? Sanmıyorum. Millet de sosyal medyalar vasıtasıyla
Hatta bir adım ileri giderek söylemeliyim ki bu süreçte izah edemeyeceğin adımı atmamak gerekiyor. Hele hele senin terörle verdiğin ‘var oluş ve var kalış’ mücadelesini sulandırabilece
Dostoyevski boşa söylemiyor: “İnsanın medeniyete kavuşmakla belki eskisinden daha iğrenç bir hal aldığı yüzde yüzdür. Eskiden hak uğruna kan dökülürdü; bunun için lüzum görülen
Biz kendimizi kendi ellerimizle uzaklaştırdık kendimizden, tamam... Ama bu ölçüsüz ve sebepsiz özgüveni, bu fütursuz cahil cesaretini, bu körleştirici bilgiçliği kendi başımıza da ed
Ramazan’da, kendimizi bir ruh disiplinine tâbi tutarak, şuûrlu bir arınma mücadelesine, oruç sâyesinde girmekle ne kadar başarılı olduk? Ve, gerçekten de bayram yapmayı hak ettik mi? Bun
Bölgedeki ülkelerin birbirileriyle ihtilaflarından fayda sağlayan bir diğer güç, İsrail. Araplar Farslarla, Araplar Araplarla, Müslümanlar Müslümanlarla savaştıkları sürece İsrail dah
Ramazan ve orucun hikmetine ne kadar âşina olabildiğimiz konusunda kendimizi şöyle bir sorgulayabilsek.. Bir değişik ifadeyle, ‘dervişler çölde idiler, ama çöl dervişlerde değildi..�
Allah Resulü buyuruyor ki: “Beni ailenizden, malınızdan ve diğer insanların tamamından daha çok sevmedikçe hiçbiriniz imam etmiş olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti Gen. Başkanlığı’nı uhdesine tekrar aldığı sırada yaptığı konuşma da bu açıdan ufuk açıcı, öğretici ve düşündürücüyü, toplumun her kes
"Hatta kınadığınız o şey başınıza gelmeden ölmezsiniz, buyuruyor Allah’ın Kutlu Elçisi. Bir yanıyla kınadığımız şey, o fiil, o nitelik, o hususiyet, bizim hassasiyetle kaçındığ
Bir şeyleri görmüş geçirmiş, tecrübe etmiş olmasaydık, yarınlarda neyi yaşayacağımıza dair bir fikrimiz de olmazdı. Adeta körebe oynar gibi bilinmezliğe doğru atılmış adımlardan
Âhireti unutuyor ve kendimizi Cehennem azabından emin mi görüyoruz yoksa? Hurma kadar da olsa, bir nimeti paylaşamıyor ve bir “güzel söz”ü bile kardeşlerimizden esirgiyorsak “ateş”ten n
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Kendimizi, çocuklarımızı, eşimizi unutuyoruz, hayatın binbir meşgalesi içinde yetimi, fakiri, aç yatan komşumuzu unutuyoruz. En kötü unutkanlık, insan
Düğün ve cenaze. Bence bu ikisi bir toplumun nereden nereye doğru gittiğini göstermeye yeter. Sair zamanlarda yüzeye vurmayan bir insanlık durumuyla, çok mutlu ve çok kederli bu iki günde r