Londra’da Çin’in Doğu Türkistan’daki toplama kampının şahitlerinin ifade verdiği Uygur Mahkemesi’nin duruşmaları dün itibarıyla tamamlandı.
Sibel ERASLAN / STAR Gazetesi
Abdülaziz Kıranşal / Milli Gazete
İnsan en çok dürüstlüktür, en çok samimiyet, en çok sahicilik... Öfkesinde, sevgisinde samimi olan, söz ve eylemlerinde sahiciliği elden bırakmayan, tevazuyla beslediği hayatını asl’a
Dağları ve yürekleri titreten sesinden bahsetmeye hiç gerek yok. Allah vergisi sesini ve sanatını övmek sıradan artık. Bu yazı onun ilk adı "Muhtar"a yaraşır duruşuna övgülerle sonlans
Suçun devamını engelleyen pişmanlık, ahlâkî bozulmayı yok eden bir tazelenmedir. Erdemin varlığı kendine karşı dürüst olmayı tevazûnun varlığı da pişman olmayı sağlar.
Yeni Şafak'taki köşesinde "İki tarz" başlıklı bir yazı kaleme alan Taha Kılınç geçtiğimiz günlerde vefat eden Muhammed Ali es-Sâbûnî’nin siyasî duruşunu anlattı.
Klâsik Türk edebiyatının 13. yüzyıldaki en dikkat çekici habercisi; dahası temsilcisi Hoca Dehhânî olarak görülmektedir. Tasavvufi edebi tarz da bu dönemde filizlendi...
Türkiye-NATO bağı “ortak tehlike ve tehdit” algısının öznesi olan Sovyetler Birliği’ne karşı duruşta ortak bir payda kazanmıştı. Bu öznenin ortadan kalkmasıyla bu payda da yok ol
Görünürde yoğun bir dindarlık vardır fakat insan sahih duruşunu kaybettiği anda, kendi iktidar arzusu olmak üzere dini hizmetine almanın bir yolunu bulur. 1928 yılındaki din reformu böyle
Oruç, kişiyi, içerisinde gömülü olan sırra yönelmek için, dışarıdan içeriye taşıyan en önemli ibadettir. Oruç, insana dışarı'ya karşı bir iç-duruş verir; dış-korkuyu iç-ümi
Nicolas Sarkozy, Cumhurbaşkanlığı yaptığı süre zarfında Türkiye’ye karşı dürüst davrandığını fakat Avrupa’nın ikiyüzlülük sergilediğini ifade etti.
Muhammed Ali es-Sâbûnî’nin siyasî duruşunu, kendisinin çağdaşı bir başka isimle -Saîd Ramazan el Bûtî- karşılaştırmak suretiyle ortaya koymak istiyorum. Çünkü her iki şahsiyet,
Düzgün ve dürüst bir insan olarak dünya yolculuğunu tamamlamak, kazançların en güzelidir.
Müslümanca duruş ile sağcılaşma arasındaki derin çelişki, başka terminolojilere sığınılarak, başvurularak ifade edilmeye çalışılsa da muhteva ve öz olarak uzlaşmaz bir zıtlık ba