Ne İslam dünyasının ne de Batının birbirlerini hayalet aynalarında, fantazmagorya perdelerinde görmesi sağlıklı bir durumdur. Bu hayal, korku ve nefret dünyasından kurtulmak için doğulu
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
Şerif Hüseyin’in Osmanlı’ya karşı ayaklanarak bağımsız bir Arap krallığı kurma hayali niçin gerçekleşmedi? Üstelik arkasında hem planlama, hem de lojistik desteğini esirgemeyen İ
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
“Ağrı Dağı tepelerinde kovuklara iltica eden 1.500 kadar şaki kalmıştır. Tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş i
Mehmet Acet- Yeni Şafak
Bu yazı Mecra İnternet Sitesinden iktibas edilmiştir.
Cinayet, insanın henüz "insanlaşamamış", bilinçaltındaki en ilkel tarafının dışavurumudur. Çocuklar hunharca katledilince insanlık da ölür.. "Lânet ola ol iktidara ki, tahsiline ân
Acaba, 15 Temmuz'un tam nasıl gerçekleştiğine ilişkin bütün yapıyı okuyabilen bir kişi, kurum var mı? Açılan davalardan herhangi birisinde Darbe girişimi bütün boyutlarıyla oku
Terör ile mücadelenin sana göresi, bana göresi olmaz; çünkü terörün sonuç olarak aldığı candır. Can ya da insanoğlunun hayatı, hala bütün dillerde, bütün dinlerde, bütün kültür
İnsanoğlu on binlerce yıllık toplumsal tarihinde kendisi için hayati önemde ve asla vazgeçemediği bir ihtiyaçlar piramidi inşa etti.
(Perşembe günkü yazıdan devam edelim) 40 yılı aşkın bir geçmişi olan bir hareketin anatomisinin bir gazete sütunundaki bir-iki makaleyle anlatılması yersiz bir iddia olur elbette.. Ya
Çoğu kimse, 15 Temmuz Darbe Hıyanetinin, postunu Pensilvaniaya sermiş olan ve halüsinasyonlar içindeki tuhaf hareketleri bile kerametine verilen bir mâlum kişi tarafından gerçekleştir
Mustafa Kutlu - Diziler maalesef kimin eli kimin cebindedir belli olmayan bir hayasızlığı barındırıyor. Bu çerçevede birlikte yaşama ve gayr-ı meşru çocuk figürü öne çıkmaktadır. Bu