Sosyal Medya

Güncel

Sonu hıyanete varan bir yapılanmanın anatomisi - Selahaddin E. ÇAKIRGİL

Çoğu kimse, ‘15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nin, postunu Pensilvania’ya sermiş olan ve halüsinasyonlar içindeki tuhaf hareketleri bile kerametine verilen bir mâlum kişi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine inanmakta zorlanıyor.



Aslında, mekanizmanın oluÅŸturulması, hafızâlarımızı biraz yoklarsak, o kadar da  karmaşık da deÄŸildi..  Sâde bir ÅŸekilde baÅŸlamış ve güçlendikçe baÅŸka güç merkezlerinin ilgisini çekmiÅŸ ve onların da çekim alanlarına düşmüştü.

İlk yapılanma herhalde bol ağlamalı, gözü yaşlı vaizlerle başlamıştı. Başkalarında bu derecede görülmeyen uçma-kaçma hikayeleriyle süslü, bazen hüngür-müngürlü, bazen oturduğu kürsüden ayağa fırlayarak, hop
oturup hop kalkarak yapılan hareketler normalin dışında bir tablo oluşturuyor ve bazılarını etkiliyordu.

Bu arada bazı dergiler de yayınlamaya baÅŸlamıştı..  

***

Sonra,  eÄŸitim sisteminin en büyük açmazlarından istifadeyle açılan dershane yatırımları devreye girdi. Buralardan çıkan çocukların da genelde üniversite giriÅŸ imtihanlarında baÅŸarılı olduÄŸu görülünce.. Aileler çocuklarının geleceÄŸi için sökün ettiler bu yerlere..

Kimse, imtihan sorularının çalınarak öğrencilere verildiği ve yüksek başarının bundan dolayı olduğunu uzuuun yıllar fark veya itiraf edemedi. Çünkü sistem, açık veren herkesi de yakacak şekilde kurulmuştu. Ve, öğrenciler başarılı oldukça bu dershaneler dolup taştı, yüzbinlerle.. Ödenen yüksek ücretlerin karşılığı ne de olsa alınıyordu..

***

Paralar geldikçe akıllı tedbirler de geliÅŸtirildi. Nitekim dershanelere gelenler için yurtlar açılması,  paralarının bir banka aracılığıyla toplanması saÄŸlanmış ve o çocukların aileleriyle irtibat yolları da böylece geliÅŸtirilmiÅŸti.

Sonra, Ãœniversitelere giren çocukların yönlendirilmesi ve daha çok da hukuk fakültelerine kayıtlarının yapılması  dikkat çekmemiÅŸti.. Yargı böyle sessizce ele geçirilecekti. Ve sonra askerî okullara da çengel atıldı.

Futbol karşılaşmalarının yayın hakkı bile yüzmilyonlar verilerek, birkaç sene boyunca hep kendilerine ait bankaca satın alınmıştı.

***

Bu arada,  Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı diye devreye giren bir kuruluÅŸ, kendilerine en uzak tiplere bile uyduruk vesilelerle ödüller vermeye baÅŸladı. Abant Toplantıları göz alıcı ÅŸekilde tertip edilmeye baÅŸlandı..
‘HoÅŸgörü ve Dinlerarası Dialog lafları’ Ã§oÄŸunu gafil avladı.. Ãœstelik laik çevrelerin hassasiyetleri de tahrik edilmemeye de çalışılıyor, Erbakan’a hassasiyet gösteren mâlum çevrelerin sırtı sıvazlanıyordu.

Ayrıca, terörle mücadelede asker kayıpları olduÄŸunda, o cemaatin başındaki kiÅŸi, Genelkurmay BaÅŸkanları’na hitaben öyle baÅŸsaÄŸlığı mesajları yayınlıyordu.

Artık kendisine baÄŸlı gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda adı sadece ‘Muhterem Hoca Efendi’ olarak yazılıyordu..  

Bir ünlü ilahiyatçı -yazar  Prof., onun adına, ‘Hocaefendi Fıkhı’ isimli bir kitap hazırlamıştı. Halbuki, bu kiÅŸi, o zat ile tanışmıyordu bile.. Ama hanımı vefat edince, o zat, bu kiÅŸiye hitaben, gazetesinde yarım sahifelik
bir başsağlığı mesajı yayınlamış ve o kişi de böylece o oltaya takılmıştı.

***

Amerika’da tedavi edilirken, bir kuruluÅŸ kendisine,  bir ödül verdi. Aynı kuruluÅŸ, Papa ile mülâkatı saÄŸlandı.

Papa’dan sonra Patrik de kendisiyle görüşmek isteyince hemen, -Alaeddin Kaya’nın bizzat yaptığı açıklamaya göre-, MGK. Genel Sekreteri Org. Ä°lhami Kılıç’a bilgi verildi. Kaya, Patrik’in, Heybeli Ruhban Okulu’nun açılması için yardım istemesi halinde, ‘Hoca Efendisi’nin de Patrik’ten,  Selanik’te bir ‘Atatürk  Enstitüsü açılmasına yardımcı olması’  teklifini götürmeyi düşündüğünü  bildirmiÅŸ ve General’i hayran bırakmıştı.

***

Sonra kocaman kocaman adamlar, bu zatın iÅŸaret ettiÄŸi ‘salih zât’ın, Mehdi’nin zuhûrunun yakın olduÄŸu düşüncesiyle ona daha bir yaklaÅŸtılar.

Ä°slamî konulara yabancı kalmış, reçeli kavanozun dışından yalamış kimseler  onun girdabındaydılar artık..

(Bu konuya, Cumartesi günkü yazıda da değinelim, inşaallah..)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.