Güncel
Sonu hıyanete varan bir yapılanmanın anatomisi-2 - Selehaddin E. Çakırgil
(Perşembe günkü yazıdan devam edelim) 40 yılı aşkın bir geçmişi olan bir hareketin anatomisinin bir gazete sütunundaki bir-iki makaleyle anlatılması yersiz bir iddia olur elbette.. Yapılmak istenen, bu yapılanmadan bazı parçalarla, bütün hakkında bir kanaate varmaya çalışmaktır. ***
Ãœstelik, yurt dışında açtırdığı okullarda, Siyahî Afrika’dan Orta Asya’ya, Baltık veya Latin Amerika veya UzakdoÄŸu ülkelerine varıncaya kadar çeÅŸitli ırk ve dinlerden çocuklara türkçe öğretilmesi, onlara türküler-ÅŸarkılar ve hattâ Müslüman toplumlarda yetiÅŸmemiÅŸ çocuklara bile Ä°slamî muhtevalı kasideler okutturulması ve bu sahnelerin ekranlardan yüzbinlere yansıtılması ile bu hareket daha büyük mesafeler almıştı.
***
Bu hareket, yıllar boyu, dünyanın her tarafındaki genç nesilleri etkilemek için ilginç bir yöntem geliÅŸtirip, çeÅŸitli ülkelerin ünlü üniversitelerinin -büyük paralarla kiralanan-salonlarında, F.G.’in, her ülke ve kıt’adan, tarihte kalmış ünlü birçok lider, düşünür ve filozoflarla denkliÄŸini çaÄŸrıştıracak ve zihinlerde kıyaslama yaptıracak ÅŸekilde sempozyumlar, paneller de tertipliyordu. ‘Sokrat/ Eflatun, Montesquieu/Jean-Jacques Rousseau, David Hume /J. Stuart Mill, Gandi/ Tagore, Benjamin Franklin/ Lincoln, ‘Goethe,/ Emmanuel Kant’ vs. gibi ilginç denkleÅŸtirmelerle körpe dimaÄŸlar oltaya takılıyor ve sonra da USA üniversitelerinde yapılan anketlerde ‘dünyanın en büyük düşünürleri’ arasında F.G’nin ilk sıralarda yer aldığı açıklanıyordu.
Bir takım inanç kırıntılarıyla da yüceltilip kutsanan kiÅŸinin giydiÄŸi fanilalarının bile bir ‘kutsal emanet’ gibi öpülüp saklanması ÅŸeklindeki ‘fetiÅŸist’ tavırlara varılması da tabiî idi.
***
USA medyasında yazılanlara göre, bu kiÅŸi 25-30 milyar doları aÅŸan bir servetin de üzerinde oturmaktaymış.. O kadar büyük bir maddî güce sahip olununca, B. Amerika’da bir takım kilise kuruluÅŸlarına ve siyasî kiÅŸi ve hareketlere milyon dolarlarla ifade edilen ‘bağış’larda bulunarak etkinliÄŸini arttırmak denemeleri de devreye girecekti, tabiatiyle.. Bu kiÅŸinin, hele de, kendi baÄŸlılarına, Amerika ve Ä°srail aleyhinde hiçbir söz söyletmemesi, Filistinli mücahid Müslümanları ‘terörist’ olarak nitelemesi; Gazze Ablukası’nı kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıyı , ‘otoriteden (Ä°srail’den)izin almaksızın hareket ettiÄŸi’ gerekçesiyle suçlaması Amerikan emperyalizmini daha bir memnun ediyordu, tabiatiyle..
Böyle bir kiÅŸinin, Amerika’da, CIA ve diÄŸer ‘üst-akıl’ odaklarının manyetik alanlarında ikamet edip, ÅŸeytanî odakların tuttuÄŸu dev aynalarında, kendisini bir ‘kainat imamı- lideri’olarak görmesine de hiçbir engel yoktu.
Türkiye’de iÅŸkillenmeler baÅŸlamıştı da, kanunen suç iÅŸlemedikçe sosyal hareketlerin üzerine gitmenin bir mantığı yoktu. Ama kendisini, ‘zuhûru beklenen sâlih zât/ Mehdî’ olarak gören ve onun Hz. Peygamber’le görüştüğü gibi halüsinasyonlarını gerçek zanneden küçümsenmeyecek bir çarpılmışlar güruhu da sahnedeydi artık..
Böylesi çarpık anlayışlara beslenip güç zehirlenmesine de mubtelâ olan bir kiÅŸinin ve hareketinin, kendisine bir engel olarak gördüğü Tayyip ErdoÄŸan’ı önce, sistem içinden kanundışı yollarla vurmaya kalkışıp netice alamayınca, ‘15 Temmuz Darbe Hıyaneti’ne gelmesi de kaçınılmazdı.
İşte, kırk yıllık hikâyeden özet kesitler..
Kaynak: Star Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.