Ahmet Hamdi Tanpınar ünlü Beş Şehir adlı eserinin “İstanbul” bölümünde, sonlara doğru şunları yazıyor: “Niçin geçmiş zaman bizi bir kuyu gibi çekiyor? Niçin Boğaz’dan ve İ
Günümüz İslam dünyasında dinî meselelerin çok anlamlılığa ve yorum farklılığına açık şekilde ele alınıp değerlendirilmesinin ciddi bir tehlike ve tehdit gibi algılanması, birka�
İnsan eşref-i mahlukattır. Cenab-ı Hak âlemde ne varsa ona musahhar kıldı. Hakk’ın nimetleri sayıya gelmez. Yağmur gibidir, rahmet yağıyor deriz. Size sorarlarsa: Şimdi Rabbimizin hangi
Yakın tarihimizin en gaddar, en ceberrut komutanlarından biri de, hiç şüphesiz Mustafa Muğlalı Paşa’dır. 1943’te işlemiş olduğu katliâmlı bir cinayetinden dolayı yargılanıyordu. M
IMF’nin ve Dünya Bankası’nın tahakkümcü yapısı, BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetocu 5 müstağni daimi üyenin keyfiliği, küresel adaletsizliğin uç noktalarıdır.
Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Avusturyalı yazar Peter Handke, Srebrenitsa'da yaşanan soykırımla ilgili sorulara sinirlenerek, "Boş sorularınız için tuvalet kağıdını tercih ed
İman dinî-ahlâkî tecrübenin medarıdır. Bu yüzden, imanın tabiatı adamakıllı biçimde irdelenmesi gereken bir konudur. İslam kelam geleneğinde iman “tasdik” kavramına bağlanarak tan
Tekkeler kapatıldığında hayatta olan şeyhlerin isimleri sayılsa, içlerinden ne şairler, ne musikişinaslar, ne mütefekkirler çıkar. Ya bugünün şeyhleri? Şiirleriyle tanınan bir şeyh h
Akkad’dan sonra İslam dünyasında onun gibi bir yönetmen ortaya çıkmadığı gibi Çağrı’yla boy ölçüşebilecek bir film de yapılamadı.
Mustafa Kemal’in hastalığı ile ilgili Uğur Dündar’ın yazdığı yazıda, Mehmet Akif’e dair bir atıfta bulunulmuştu. Prof. G. Saygı’dan alınan cümlede Akif’in, “Eğer ömrüm ka
Osmanlı padişahlarının on yedincisi ve İslam halifelerinin seksen ikincisi olan IV. Murad, 27 Temmuz 1612’de İstanbul’da doğdu. Babası I. Ahmed, annesi Mahpeyker Kösem Sultan’dır. Ağa
Öteden beri şöyle derim: “Bir Osmanlı subayı olan ve İstiklal Harbi’ni kazanan Mustafa Kemal’le pek çok konuda anlaşabilirim. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ile pek �
Kutsal metinler kozmogoni, kozmoloji, tabiat, yaratılış gibi konularda insanoğlunun bilimsel meraklarını gidermek ve açıklayıcı bilgi vermek gibi bir amaç gözetmezler. Kutsal metinlerdeki
Din kültür olmuşsa, artık her şey mümkün. “İlahiyat Fakültesi” de aslında bizdeki Teoloji Fakültesi gibi bir şey. “Tanrı bilimi” ya da “İlahçılık”.. Faculte, köken olarak
Lozan'ın 96. yıldönümü vesilesiyle Uşi’den Lozan’a Ege’deki Oniki Ada’nın önce İtalya’ya, sonra Yunanistan’a nasıl verildiği konusu Derin Tarih dergisi Temmuz sayısında derinl