İslam toplumunda merkezde “Hak” olması gerekir. Onun için biz “Hakk’a tapan bir milletiz”. Aslolan Allah’ın rızasıdır çünkü. “Hukuk” “Hak”kı koruyan, ona tabi bir düzen
İslam’ı yeniden tolum dini haline getirebilmenin tohumu da yine bireydir. Sağlam ve ıslah edilmiş bir tohum olmadıktan sonra gürbüz ekinler olmaz. Bu sebeple kişinin kendisi ile duyguların
Bir toplumun diğerlerinden bütünüyle "farklı" ve "özgün" olduğunu savunan istisnâcılık (exceptionalism) kavramsallaştırması literatürde genellikle iki topluma atıfta bulunmaktadır.
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
Eşyaya ve olaylara hikmet nazarıyla bakabilen fertler sorumluluklarının farkındadırlar ve önlerine çıkan engeller ne olursa olsun hakikat çizgisinden uzaklaşmazlar. Bilginin hikmetle buluş
Varlığıyla toplumun seviyesini/kalitesini yükselttiğine inanır entelektüel; âdeta topluma şeref bahşettiğine... değer kattığına... Bu nedenle de kendisini alacaklı hisseder.
Birçok insan için din, büyük ölçüde bir miras ve kolaylık meselesidir. Din değiştiren biri açısından ise bu bir karar ve başkaldırı meselesi. Bizlerin inancı, iman ve mantığın birl
Son dönemlerde Türkiye’de değişik mahfillerde “Deizm”in giderek artmakta olduğu ileri sürüldü. Muhafazakâr siyasetçi ve bazı bürokratlar ise, bu iddiaya tepki gösterip toplumun dini
Muhammed Emin Yıldırım: İslam toplumunda aileyi konuşacaksak eğer, temeli oyulmuş, yıkılmaya hazır bir yapının temel taşlarından olan bir kavramdan bahsettiğimizi unutmamamız gerekir.
İdris Küçükömer’in 1968 yılında Akşam Gazetesi’nde “ortanın solu” nu esas alarak yazdığı dört makalesinin biraz daha genişletilip, ayrıntılı hale getirilerek yayınladığı k
Aydınların toplumun gidişatını etkilemek gibi bir “ahlâki sorumluluk”ları var mıdır, yoksa, Edward Said’in liberal aydınların çoğunda saptadığı gibi olan biteni “bir iyi, bir d
Toplumu ifsat eden, aileyi hedef alan İstanbul Sözleşmesi ile ulaşılmak istenen sonucun son derece yıkıcı ve tehlikeli olduğuna dikkat çeken İlahiyatçı Ömer Mert, “Aile yapısı bozulu
Hicaz bölgesindeki Arap toplumunun İslam öncesindeki inanç, düşünce ve davranış tarzları İslâmî dönemde “cahiliye” diye anılır. Cahiliye kelimesinin kolektif müslüman bilinçteki
Beraber yaşandığı zaman hayat, her gün, her yeni durumda, konuşarak ve tartışarak yeniden şekillendirilir. Modern hayatın sağladığı imkânlarla mekân olarak birbirinden gittikçe uzakla
Alev Alatlı: “Toplumun dikişlerini patlattığı da diğer bir gerçek. Baş döndürücü bir hızla değişen değer yargılarını sindirmek çok zor. Üreterek katılamadığın hayata tükete