Peygamber Efendimiz"in özelliklerini okurken, şu cümle dikkatimi çekmiş ve hemen altını çizmiştim: "Sıradan değildi, fakat sıradan insanlar gibi yaşardı." "Biz insanın dışına bakmay�
Özel bir durumun içindeyiz. Bilmediğimiz ve görmediğimiz bir musibetle sınanıyoruz. İnsanlıktarihinde örnekleri çok olan, maalesef bizim de hayatımıza denk gelen bir salgın felaketi yaş
Haberlerden takip ediyoruz: Onlarca köy ve belde karantinaya alınmış durumda. Nedeni basit. Bencil kimseler, şehirden kaçıp buralara geldiler. Oradaki yaşlı insanları, ihtiyarları hiç dü�
Sadece inançlı olmak yetmiyor, inandırıcı da olmak zorundayız. Uzun sözün kısası: Halis niyet, salih amel ve hayırlı emek bahsini, samimi bir şekilde yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Kütüphane oluşturmak ile bir dünya kurmak, benim için aynı anlama geliyor. İşte o dünyada edebiyattan coğrafyaya, tarihten felsefeye türlü ülkeler olur. Zahmetsiz bir biçimde ülkeler ar
Güven vermek, mahremi gizlemek, kusurları örtmek, açıkları kapatmak, vefa göstermek, manevî kardeşliğe sadık kalmak. Her geçen gün bu hukuktan uzaklaşıyoruz sanki. Mesela dertleşmek i
İnancıma göre, dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen’in ifadesiyle söylersek, yürürken belirginleşe
Çoğumuz, iddiasından vurulmuş insanlarız. İddia değil de dert sahibi olsaydık, belki sonuç değişebilirdi. Bu kadar derin yaralar almayabilirdik.
Bir de ‘kalbi bağımlılık’ meselesi var. Beden sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar ruh sağlığına da özen göstermeliyiz. Kalbimizin bağlandığı yerleri ve önceliklerimizi yeniden
Entelektüel vicdanı, aydın namusu vs. Bunların nasıl bir şey olduğunu düşünürken, aklıma, İsmail Kara hocamızın dört yıl önce yaptığı bir konuşma geldi. Kara"ya göre, "Batı Avr
Gıdaları, eşyaları saklama ve koruma koşulları vardır. Kendimizi korumanın şartlarına dikkat etmezsek, çabuk bozuluruz. O halde soralım: Ne durumdayız?
Merhamet başlıklı bir şiir yazmaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştım. Şansımı, bu kez yazıyla denemek istiyorum. Demiştik, yine diyelim: Merhamet, insan olmanın birinci şartı
Konmak, uçmaktan zordur. Uçtuktan sonra bir daha konamayan insanların nasıl ziyan olup gittiğine yıllardır şahitlik ediyoruz. Kim bilir nerede, ne haldeler? Kendilerinden haber alınamıyor.
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızda, gülü olan evleri parmakla gösterirlerdi. Öyle nadirdi. Şimdi yol kenarlarına bile gül dikiyorlar. İnanılmaz bir bolluğun içindeyiz. Buna karşı
Millî Gazete’de uzun yıllar köşe yazarlığı ve düşünce sayfası editörlüğü yaptım. O vakitler bizimle ilgili yaygın kanaat, Erbakan hocamızın yazılara karıştığı, haberlere mü