''Niçin yaşıyoruz ve nasıl yaşıyoruz? Yaşadığımız ile yaşamak istediğimiz aynı şey mi? Düşündüğümüz dünya yaşadığımız dünyanın neresine tekabül ediyor?” gibi sorulara
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
“Çağdaş sanat” fevkalade berbat bir şey yapıyor. Üretimlerini medya vd. unsurlarla destekleyerek olmadık şekillerde bir PR başarısı elde ediyor ve çılgın bir pazar oluşturuyor. Yani
Mânevî Cihazlanma Dernekleri, 1955’teki 6-7 Eylül hâdisesi, ardından gelen 27 Mayıs darbesi, Komünizmle Mücadele Dernekleri, sağ-sol çatışmaları, öğrenci katliamları, 70’lerin Alev
Marketteki kasiyer kız işlemini yaptığı müşteriye anlatıyor: “Her gün de ölülerimiz için gün yapmıyoruz di mi!” (Mevlit okutmuyoruz demek istiyor.) “Çok özeniyorum. Her şeyin
Cezayir’e yaptığı bir deniz yolculuğu esnasında çıkan fırtına neticesinde genç Hasan’ın bulunduğu gemi, Avrupa bandıralı bir yük gemisiyle çarpışır. Kendi gemisinde bulunan heme
Çernobil’den 30 yıl önce, Ural Dağları eteklerindeki Kiştim şehri yakınlarında meydana gelen bir nükleer kaza, binlerce kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu. Y
Gençlerimizin önemli bir kısmı, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyorlar. Burada, genelde teknoloji, özelde internetten istifade ederken, sizin sıkça kullandığınız ifadeyle, “int
Handke, başından sonuna Bosna’daki katliamı alkışladı. Savaş suçlusu Sırp liderleri hapishanede ziyaret edip ‘Sırp destekçileri ayağa kalksın’ çağrısında bulundu. Yetmedi, Mil
2019 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Peter Handke'ye 1990'lı yıllarda Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırp güçlerinin yanında yer aldığı ve ağır savaş suçlarından sorumlu tutula
Batılılaşma maceramızın en merkezî yerinde durur Paris. Batılılaşma siyaseti Londra’da pişirilir ama kültürü Paris’ten edinilir. Neden? Londra muhafazakârlığın merkezidir. Orada d
3 Aralıkta Londra’da gerçekleştirilen ve bir önceki yazımızın konusu olan NATO Zirvesi üzerine olan yazımızda (Zirvede Tuzla Buz Olan Söylemler, 04 Aralık 19/Perşembe) Türkiye’nin ka
Rekabetin ve tamahkarlığın insanı iyi yönde güdülediğine, bu yönüyle de kaçınılmaz olduğuna dair Batılı anlayışı artık bir kenara bırakalım. Rekabet saldırganlığı kamçılar
Karmatiler nesiller boyunca ayakta kalmayı başarabilen, komünist bir toplumun tarihteki ilk örneğidir. Ancak onlar sonsuza kadar, İslam dünyası üzerinde şok etkisi yaratan Mekke’de işledi
Bu yazıda nakledeceğim teşebbüs de bir siyasi ve ekonomik boykot, bir yaptırım teklifi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilgili olan bu teklifi Dünya Müslüman Âlimler Birliğine üye bir