Sosyal Medya

Güncel

Çernobil’in Gölgesinde Kalan Kiştim Nükleer Faciası

Çernobil’den 30 yıl önce, Ural Dağları eteklerindeki Kiştim şehri yakınlarında meydana gelen bir nükleer kaza, binlerce kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu. Yaşananlar, yıllarca dünyadan gizlense de gerçekler bir gün ortaya çıkacaktı…



1986 yılında Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktörü patladığında herkes dünya tarihinin bu en büyük nükleer felaketinin bir eÅŸi benzeri olmadığını düÅŸündü.
 
Ancak Çernobil'den öncesi de vardı: Sovyetler BirliÄŸi'nin (SSCB) 20 yıl gizlediÄŸi KiÅŸtim nükleer faciası.
 
Eylül 1957'de Ural DaÄŸları'ndaki KiÅŸtim yakınlarında gizli tutulan Mayak nükleer yakıt tesisinde yaÅŸanan patlamada, dev bir radyoaktif bulut yüzlerce kilometre uzaÄŸa kadar yayıldı.
 
250 bine yakın insanı etkileyen patlama sonrası bazı bölgeler tahliye edildi.
 
Nükleer tesiste çalışan onlarca iÅŸçi ile çevredeki 200'den fazla kiÅŸi akut radyasyon sendromu nedeniyle yaÅŸamını yitirdi.
 
Ancak dünya yıllar boyu bu nükleer faciadan bihaberdi.
 
 
"Çernobil'de gece yarısı" kitabının yazarı ABD'li gazeteci Adam Higginbotham, "Sovyetler BirliÄŸi, o güne kadarki en büyük nükleer felaket olan KiÅŸtim'de, Çernobil'den farklı olarak sessiz kalabilmiÅŸti" diyor.
 
Harvard Üniversitesi Ukrayna AraÅŸtırma Enstitüsü'nün direktörü tarihçi Serhii Plokhii ise, KiÅŸtim'in Çernobil'den daha küçük çaplı bir facia olmakla beraber büyük bir nükleer kirliliÄŸe neden olduÄŸunu söylüyor.
 
"ÅžimÅŸek gibi bir ses duyduk, dev bulutu gördük"
 
29 Eylül 1957 tarihinde, Mayak nükleer tesisindeki mühendisler her zamanki gibi vardiyalarına baÅŸlamıştı. Herhangi bir günden farkı yok gibiydi.
 
Kimya mühendisi Anna Sharova, kazayla ilgili yıllar sonra yayınlanan bir belgeselde patlama günü yaÅŸananları ÅŸöyle anlatıyordu:
 
"ÖÄŸlen 13:00 ile 19:00 arası vardiyamız vardı. Laboratuvarda çalışıyorduk ve Pazar günü olduÄŸu için çok fazla iÅŸ yoktu.
 
Anna'nın duyduÄŸu patlamanın nedeni, yüksek yoÄŸunluklu nükleer atığın bulunduÄŸu tanklardan birindeki aşırı ısınmanın sonucuydu.
 
Ancak nükleer tesiste çalışanların yaÅŸananlarla ilgili soru sormasına izin verilmiyordu. Kimse kaza hakkında baÅŸkasına tek kelime edemiyordu.
 
Hiçbir bilgi duvarların ötesine geçemiyordu.
 
Sovyetlerin 'standart protokolü': Gizlilik
 
Tarihçi Serhii Plokhii, o dönem sessiz kalmanın "Sovyetler BirliÄŸi'nin standart protokolü" olduÄŸunu söylüyor.
 
Mayak'ın Sovyet askeri programının bir parçası olması, gizlilik baskısını artırıyordu.
 
Plokhii, "Atom bombalarının üretimi ile ordunun imal ettiÄŸi ve sivillerin kullanımı için üretilen reaktörlerin yapımı arasında yakın bir baÄŸlantı vardı" diyor.
 
Aynı zamanda ilk Sovyet nükleer bombasının üretildiÄŸi tesis olan Mayak'ın inÅŸası, 1946'da büyük bir gizlilik içinde baÅŸlatıldı.
 
Mayak'ta çalışacak iÅŸçilerin konaklaması için neredeyse bir ÅŸehir inÅŸa edildi. Ä°lk ismi Chelyabinsk-40 (Åžehir-40) olan ÅŸehre daha sonra Ozerks adı verildi ancak bu ÅŸehir SSCB haritalarında yer almadı.
 
1957'de nükleer reaktör patladığında kimse ne Mayak'tan ne de Ozerks'den haberdardı.
 
SSCB'nin bunu deÄŸiÅŸtirmeye de niyeti yoktu.
 
Ekim devriminin 40. yıldönümü yaklaşırken, tarihteki ilk yapay uydu Sputnik'in fırlatılmasının üzerinden günler geçmiÅŸti.
 
Yaşananları gizli tutmak en iyisiydi.
 
Yalnızca Sovyetler değil, ABD de yaşananlara sessiz kalıyordu.
 
Plokhii, "Amerikalılar patlamanın izlerine ve radyasyon kirliliÄŸinin bazı bulgularına ulaÅŸmalarına raÄŸmen hiçbir ÅŸey söylemediler çünkü kendileri de o sırada dev nükleer projelere hazırlanıyorlardı. Alarm zillerini çalmak istemediler" diyor.
 
Bu gizlilik 20 yıla yakın sürdü - ta ki bir Rus muhalif kazayla ilgili konuÅŸana kadar.
 
Sessizliği bozan bilim insanı
 
"Aniden ÅŸimÅŸek gibi bir ses duyduk, camlar patladı, kapıların camları kırıldı. Dışarı baktığımızda dev bir bulut gördük."
 
 
1950'li yılların sonunda yaptığı çalışmalarla Zhores Medvedev, uluslararası toplumu Ural DaÄŸları'ndaki ciddi nükleer kazalarla ilgili bilgilendiren ilk bilim insanıydı.
 
Biyokimyager ve tarihçi Medvedev, Eylül 2016'da BBC Witness programına kazayı anlatmıştı:
 
"Reaktörlerdeki ısının ölçülmesi için yeterli bir sistem yoktu. O sırada tanklardan birindeki regülasyon sistemi durdu ve ısı belli bir seviyeye ulaÅŸtığında, tank patladı.
 
"Patlamadan tam olarak kaç kiÅŸi etkilendi, kaç kiÅŸi öldü, bunlara iliÅŸkin sayılar hiç açıklanmadı."
 
Moskova'daki bir laboratuvarda nükleerle ilgili araÅŸtırma yapan Medvedev, bölgedeki nükleer kirliliÄŸi araÅŸtıran az sayıda Sovyet uzmandan biriydi. KiÅŸtim'de gerçekte ne yaÅŸandığını bilen dünyadaki az sayıda kiÅŸi arasındaydı.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.