İlahî şeriat, akli şeriatı sınırlamaz, bilakis siyaset, iktidar, çıkar, sömürü... nedeniyle onun etrafında oluşturulan sınırları da açar. Akli şeriat da aynıyla İlahi şeriat etra
‘Rüzgar, ateşin gücünden az ise, ateşi yandırır; çok ise söndürür. Hiçbir zaman sınırlarını aşan bir güç talep etme; sönersin.’
1914 yılında başlayan Büyük Dünya Savaşı çok uluslu devletlerin parçalanmasına yol açtı ve sınırlar yeniden çizildi. Sömürge konumunda bulunan devletler özgürlük ümidiyle farklı
Küresel işbölümündeki eşitsizlikler üzerinden dünya yeni bir “Kavimler göçü”nü yaşıyor. Pandora’nın kutusu açıldı. AB’nin sınırlarının başladığı yerde Türkiye baraj�
Yunanistan sınırlarına geçmek isteyen Suriyeli bir mülteci, Yunan polisince vuruldu ve cesedi, Suriye’ye değil Türkiye’ye gönderildi... Oysa Suriyelilerin ülkesi, Suriye’dir.
Emperyalizm bölgemizi işgal ediyor, zenginliklerimizi talan ediyor, zalim rejimleri destekliyor. Bunlar karşısında halklar da mülteci haline geliyor. Sorunu üreten emperyalistler, şimdi sorunl
İslâm; tevhid, tevbeye dayanan bir dindir. Bütün iman edenleri bu iman etrafında bir ve beraber olmaya davet eder. İhtilaf, çekişme ve bölünme dinimizce hoş karşılanmaz. İlmi ve entelekt
Bugün Afrika Kıtası, sömürge ideolojisi, sömürge sınırları ve sömürge dillerine göre bölünmüş bir durumdadır. Bugünkü sınırlar da büyük oranda 1884-1885 Berlin Konferansı sonr
Adı Çin devleti tarafından resmi olarak "Xinjiang" olarak değiştirilen ve yerel nüfusun büyük bir kısmını Müslüman Uygur Türklerinin oluşturduğu Doğu Türkistan, dört gayri-Çin böl
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin güvenliğinin ve geleceğinin kendi sınırlarımızda değil, çok daha ötesinde başladığı gerçeğini anlayamayan kifayetsiz muhterislere en güzel cevab�
Eski İngiliz Başbakan Winston Churchill’in 1936’da sarf ettiği şu sözler, aslında işgal ve sömürge zihniyetinin odak noktasını net olarak açıklıyor; “Bir damla petrol, bir damla ka
Geleneksel Ulema, bilgi sorununa anlamlı ve işlevsel bir tasnif ışığında bilim ile dinin teorik sınırlarını belirlemeye çalışmıştı. Bu daha çok yatay, yani alan’a göre yapılmış
Günümüzde Doğu ile Batı’nın arasındaki sınırların yeniden çizilmesi yalnızca Doğulu insan için değil, benzer sebeplerle olduğu kadar tarihsel sebeplerle de Türk insanı için çok d
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
Sykes-Picot sınırları kanla çizilmemişti. Osmanlı Çanakkale'den Filistin'e, Basra'ya, Kafkaslara kadar her cephede dökülen kanla yıkıldı. Yerine kurulan Ortadoğu denklemi bu yıkımın ba