İnsanın yaradılış hikmeti, dünyadaki aziz bir misafir olarak varoluş serüvenindeki duruşuna ve fıtratının muhafazasına dayanır. Akıl, kalp ve ruh selameti, tefekkür ve tevekkül ile ka
En büyük kötülükler insanı değerlerinden uzaklaştıran, ana yoldan saptıran, Allah’ın sunduğunun dışındaki tercihlere yönelimlere neden olan oluşlardan, ideolojilerden uzak durmak. B
İslami hükümlerindeki değişimi yazmıştım. Geçen hafta Sakarya İlahiyatta konuyu konferans olarak sununca söylediklerimize eklenmesi gerekenler olduğunu gördüm. Onları da özet olarak su
Bir kaç aydır zaman zaman medyaya bir haber düşüyor. Adamın birisi on kişilik bir grup ile İstanbul’un bazı gecekondu semtlerinde bakkallardaki veresiye borçlarını sildiriyor, insanlara
Hayatın politikaya indirgendiği yerde insan, yavaş yavaş insanî hasletleri yitirmeye başlar. Makinalaşmaya başlar. Ruhsuzlaşır. O yüzden İslâm düşünce geleneğinde, siyaset, ahlâk’�
Bu konuda insanı en çok üzen ne biliyor musunuz, “içimizden birileri”nin giderek onlara benzemesi, aynı yöne bakıp, aynı dili konuşması..
Libya, Türkiye’nin namusudur. Trablus ve Mısrata, Türkiye’nin olduğu kadar bölge istikrarının ve geleceğinin anahtarıdır. Yalnız bırakılmayacak kadar önemli, gözden çıkarılmayaca
Hasankeyf’ten taşınacak son tarihi eser ‘Er-Rızık Camii’ydi. Geçen gün, kalabalık ve intizamlı bir alay insan, onu sessizce yeni yerine taşıdılar. 1409’dan bu yana heybetinden hiçb
Sosyal medyada gün geçmiyor ki bir görgüsüzlüğe şahit olmayalım. Gösterişi tasvip etmeyen bir dini yaşamaya çalışan muhafazakâr kesimden de bu tür paylaşımlar da gelmiyor değil. Sa
Oyun bitince herkes bir yana dağılacak. Rüzgar yaprakları sürükleyecek. Yollar bomboş uzanıp gidecek. Sanki buralardan kimse geçmemiş. Kimse Mecnun, kimse Ferhat olmamış. Aşk yalanmış.
“Sağlık sorunları nedeniyle” 2014’ten bu yana Birleşik Arap Emirlikleri’nde siyasî mülteci olarak yaşayan Müşerref, ABD’nin büyük yatırım yaptığı bir isimdi. 11 Eylül 2001 s
Pakistan eski Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref vatana ihanet suçlamasıyla idama mahkum edildi.
Geleneksel Ulema, bilgi sorununa anlamlı ve işlevsel bir tasnif ışığında bilim ile dinin teorik sınırlarını belirlemeye çalışmıştı. Bu daha çok yatay, yani alan’a göre yapılmış
Ahmet Hamdi Tanpınar ünlü Beş Şehir adlı eserinin “İstanbul” bölümünde, sonlara doğru şunları yazıyor: “Niçin geçmiş zaman bizi bir kuyu gibi çekiyor? Niçin Boğaz’dan ve İ
Batılılaşma adına yapılan uygulamaların büyük çoğunluğu bu topraklarda öteki olarak bilinen yahut Müslümanlar açısından gayrı İslami olan ve gayrı Müslimlerde gördükleri uygula