Hindistan bir yanda bölgesel güç olarak dünya siyasetinde söz sahibi olmaya çalışırken diğer tarafta yayılmacı ulusal ütopyası uğruna bölgede kan dökmekten çekinmiyor. 'Dünyanın en
'Bu sene hiç alıç yiyemedik' diye bir cümle kurmuştum. Hemen ertesi gün evime bir poşet dolusu alıç geldi.
İHA ve SİHA’ların seyrini ve o alandaki başarıyı hemen hepimiz biliyoruz. Bence bu gelişmeler neredeyse bir “devrim” niteliği de taşıyor. Çok uzun süredir, neredeyse 250 yıldır car
Günümüzde insanlar sabrı unuttu. Hatta onu lüzumsuz buluyor. Her ne istiyorlarsa “Hemen, şimdi” olmalı diyorlar. Bunu bir hayat tarzı yapmışlar.
Gençlerin bıktığı, umutlarını yitirdiği, gelecek kaygılarının arttığı bir dönem yaşanıyor. Hamaset ve vatan şarkıları artık işe yaramıyor. Çünkü vatan bir kesim için var, bi
Bernard-Henri Levy ismini görünce, durakladım. “Buna daha önce nerede rastlamıştım yahu?” diye birkaç saniye düşününce, cevap aklıma yıldırım hızıyla geldi: Libya’da! 2011’de
Sabun köpüğünden farksız pop kültürün pop siyaset ve pop tarih olarak da kitleleri kuşattığı iğreti ve tutarsız bir iklim ne yazık ki toplumun hemen bütün kesimlerini esaret altında
Wael B. Hallaq'ın Şarkiyatçılığı Yeniden Düşünmek, isimli kitabı, özgül bir örneği Şarkiyatçılık olan ve modern bilginin hemen her zerresine sinmiş bir tahakkümün epistemik egeme
Birçok İslam ülkesinde Ramazan Bayramı'nın kutlanacağı günün birbirinden farklılık göstermesi uzun süredir tartışılan bir sorunu yeniden gündeme getirdi. Astronomik ölçümler ve İs
Peygamber Efendimiz"in özelliklerini okurken, şu cümle dikkatimi çekmiş ve hemen altını çizmiştim: "Sıradan değildi, fakat sıradan insanlar gibi yaşardı." "Biz insanın dışına bakmay�
Evde kalma günleri mübarek Ramazan-ı Şerif ile birleşince hemen herkesin aklında içinde ‘hüzün’ geçen, ‘burukluk’ geçen birtakım cümleler birikti. Söylemeyi ne kadar istemesek de
Şu an için dünya bir karantinada. Hiçbir zaman böyle bir durum yaşanmamıştı. Ölümün ürkütücü sesi hemen her yerde duyuluyor. Duyulmaya da devam edecek… Tıptan olan beklentilerimizin
Cuma gecesi sokağa çıkma yasağı ilanının hemen ardından yaşanan görüntülere bakıp “eyvah, bütün kazanımlarımız elden gitti” diye düşündüm. İlk kanaatimi söyleyeyim: “Soka
Kadını, ezeli erkek kadın zıtlaşmasının mağdur öznesi gören felsefi çerçeveye sıkıştırmakla, kadını, modern dünyada karşı karşıya olduğumuz genel insanlık durumunun bir parça
‘İnsan en çok yaşadığı yere benzer’ demişti biri değil mi? ‘Üst üste yerleştirilmiş kutular’ın zihnimizdeki ilk çağrışımları ‘istif’, ‘benzerlik’ ve ‘sıkışma.�