Sezai Karakoç’a göre, medeniyet, kelime olarak dinden gelmektedir. Din, Medine, medeniyet hep aynı kökten gelen kelimelerdir.
Venedik elçiliğinde tercüman olarak çalışan Signor Grellot için Osmanlı haremi bir tutkuya dönüşmüştü. Osmanlı haremi hakkındaki her bilgi onu heyecanlandırıyordu; fakat Grellot içi
Tasavvuf kaal ilmi değil, hâl ilmidir!” Yani hakikat''in bilgisi, “o dedi, bu dedi”yle öğrenilemez; bilakis hakikatin bilgisine, yaşamakla, tecrübe etmekle ulaşılabilir.
Amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra medeniyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri Beyaz Adam’d
Ya ‘fıtrat ilkelerini’ özümseyip tüm canlıların hatta cansızların hukukunu gözeten bir sistem inşa edersiniz ya da ‘uydurduğunuz(veya taklit ettiğiniz) sistemin ilkelerini fıtrat il
Deliklerinden çıkmaya cesaret edemezler... Etrafı koklayıp kolaçan ederler. Ancak ortalığı emin gördükleri takdirde yuvalarından başlarını uzatırlar... Risk üstlenmediklerinden ve inis
Felâket tellallığı yapmak istemiyorum elbette. Ama birbirine benzer sosyal olaylar her zaman aynı sonucu doğurmasa da bugün dünyanın yuvarlandığı çukur bir asır öncesini hatırlatıyor
Son elçinin kendi soyundan geleceğini bildiği içindir ki Adem ''yaklaşma'' yasağından kaçınmadı. Adem''le Havva''yı kandıran, yoldan çıkaran gerçekte şeytanın fısıltıları olmayıp
Şimdi siz bu “varsın”ları “tabii ki öyle canım, ne olacak yani, üç günlük dünya” diye karşılayacaksınız. Fakat mesele söylemlerimizde değil, yaşam pratiklerimizde gizli. Başa
Memlükler dönemi tarihçisi İbn Tağrîberdî’nin (ö. 1470) en-Nücûmü’z-zâhire ve İtalyan yazar ve şair Giovanni Boccaccio’nun Decameron adlı eserlerinden, 14. yüzyılda Avrupa’da
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
İmdi, söyle bakalım ey talib, fedakârlığı büyük olanlar kimler? Aşıklar mı, yoksa aşktan vazgeçenler mi?
Ailelerin çocuğa irade eğitimini erken yaşlarda vermeleri ve onları doğru rol modelleri ile tanıştırmaları şarttır. Anne-baba çocuğa bir kişinin davranışlarını körü körüne takli
Yanan bir memleketi terk etmiyoruzdur da yokluğumuz bir memleketi yok etmeye yetiyordur. Çünkü surlarla yani betonlarla ve insanlarla kuşatılmış şehirler, özgürlükten başka, çok başka �
Dilimizden birkaç bin kelime ve onların duyurduğu on binleri bulan mana kovulmasaydı, zihnimiz bu kadar çorak kalmazdı. Biz, elli yılda dünyanın iki büyük dilinden biri olan Türkçesini ha