O kış, o dağ köyünün o bin yıldır orada unutulmuş iki gözlü damında durmadan hayal kuran, durmadan canı sıkılan, durmadan yenilgiler biriktiren ve durmadan üzülen o kızın adını el
Bağdat’ta dün 32 insanın canına mal olan saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlendi.
Hayatı ve eserleri artık tarihe mal olan Meryem Niyâs, Batı Afrika’da uzun bir serüvene sahip kadın müderris ve hâfızlar geleneğinin bir parçasıydı.
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı milislerin, başkent Trablus'un güneyi ile Sirte kentindeki yerleşim yerlerine tuzakladığı mayınlar nedeniy
4 Ağustos'ta başarısız bir devletin ihmal ve yolsuzlukları, kendi başkentini yok etti ve kendi vatandaşlarını canına mal oldu.
Birleşmiş Milletler (BM), Sudan'da devam eden şiddetli yağış ve fırtınalar nedeniyle 50 binden fazla insanın olumsuz etkilendiğini açıkladı.
Hizbullah düzenli ordu taktiklerini kavradı; on binlerce yeni füzeyi envanterine kattı, evet. Ne var ki, militan kalitesindeki askerî ve ahlakî düşüş gizlenecek gibi değil. İtibarını da
Birleşmiş Milletler (BM) Afganistan Yardım Misyonundan (UNAMA) yapılan açıklamada, ülke genelinde son 6 aydaki şiddet olaylarında bin 282 sivilin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Çanakkale Harbi’nde sahra hastanesi olarak kullandığı Ağadere mevkiine Türk Kızılayı’nın kondurduğu müze beni çok ama çok heyecanlandırdı. Fakat heyec
Merhum Prof. Dr. Haluk Dursun hocanın, Derin Tarih Derigisi'nin Haziran 2012 sayısında, Mustafa Armağan'a vermiş olduğu röportajı, Ayasofya'nın gündeme geldiği bu günlerde önemine binaen
Darbeci general eskisi Hafter, Libya’nın meşru hükümetinin merkezi olan Trablus’u, yönetim merkezinin bulunduğu semtine kadar kuşatmış bulunuyordu. Şimdi kaçan Hafter, kovalayan Trablus
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu hocanın“ÂMENTU’NÜN BEDELİNİ ÖDEMEK: -Ne Yapmalı? Bedel, Bakış ve Süreklilik” başlıklı; İLEM (İlmî Etüdler Derneği) Yaz Okulu Açılış Dersi’ni
Kur’an ile çok canlı ilişkileri olan o nesil her gün: “Bugün Allah bize ne söyleyecek?” heyecanı ile yaşıyorlardı. İşte bu heyecanı en üst düzeyde yaşadıkları bir zaman dilimi
Masal, Max Weber’in “protestan etiği”nin, kapitalist dünyanın ahlâkının -ya da ahlâksızlığını- basit bir dışavurumudur. Karakoç buna karşı çıkar işte, Âlemler Rabbi’nin em
“Artık yeter! Sokaklar bizi özlemiştir, evlerden çıkalım, AVM’leri açalım, normal hayata dönelim…” deyip durduğumuz bugünlerde, 1918 ile 1920 arasında milyonların canını alan �