Uygur kadınları tecavüze uğruyor, Han Çinli erkeklerle evlenmeye zorlanıyor, eğitim kampları aracılığıyla korkunç bir dönüştürmeye maruz kalıyor ve öldürülüyorlar. Peki Batılı
"Bugün Türkiye'de Müslümanım diyenlerin karşı karşıya olduğu en büyük meydan okuma nedir” sorusuna vereceğimiz cevap bu ülkede işgal ettiğimiz yerin de tanımını verir.
Anayasa Mahkemesi, CHP'nin, İnfaz Yasası'nın "şekil yönünden" iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu reddetti.
Gerek kişi olarak ve gerekse mümkün olduğu taktirde ülke olarak kuvvetlilere karşı çıkmayacak mıyız? Kuvvet kapitalistlerin ve emperyalistlerin elindedir diye onlarla çatışmayı reddeder
müsaadenizle bir fıkra anlatarak giriş yapayım. Komşusu Nasreddin Hoca'dan eşeğini istemiş, hoca da "yok" diye cevap vermiş. O sırada eşek anırınca, adam "bak işte eşek burada"; hoca da
Eşcinsellerin toplumdan gördükleri baskıdan bahsediliyor ama değerler üzerine kurulan baskıdan hiç bahsedilmiyor. Üstelik bu baskı, AK Parti karşıtlığı üzerinden bazı siyasi çevreler
Doğrudan insan fıtratını hedef alan; kadının kadın, erkeğin de erkek olduğu bir dünyayı reddedip cinsiyetsizliği savunan; bir ucu pedofili denilen sapkınlıkta iken diğer ucu küçücük
Hz. Peygamber (s.a.v.), bir babanın çocuklarına bırakacağı en güzel mirasın güzel bir ahlâk olduğunu söylüyor. Güzel ahlâk, fıtrat üzere olma anlamına gelir. Fıtratımızı ancak ba
Müslüman genç, “La İlahe İllallah Muhammedu’r-Rasûlullah” cümlesi ile “La” derken bütün ilahlık iddiasında olanlara “La” deyip onları reddettiği gibi, “İllallah” ile de
Libya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kablavi, Arap Birliğinin düzenlediği Libya konulu toplantıyı, "Arap Birliği Sekreterliğinin örgütün iç tüzüğüne aykırı olarak oturum vaktini
Bugünkü toplumsal düzlemde tespit/teşhis ettiğiniz en ciddi sorun nedir?” şeklinde bir soruya muhatap olsam, hiç tereddütsüz, “ahlak yetmezliği” diye cevap verirdim.
Akıl, vicdan, kalp, nefis, ihtiyaç, ihtiras, arzu, hırs, bilgi, emir, inanç, alışkanlık, âdet, mizaç; daha da sayılabilir. Bakın işin içine ne kadar çok sebep ve kavram karışıyor. Bun
Feminizm Türkiye’de laikçi, batıcı ve modernist kadının bekçiliğini yapıyor. Onun sözcülüğüne soyunmuş. Onun için bağırıp çağırıyor. Muhafazakâr ve dindar kadınlarımıza ya
Bugünden baktığımızda, İslâm dünyasının parçalanmışlığından istifade eden Haçlı sürülerinin 1099’da Kudüs’ü işgalinin nasıl mümkün olabildiğini net biçimde görebiliyor
Bernard-Henri Levy ismini görünce, durakladım. “Buna daha önce nerede rastlamıştım yahu?” diye birkaç saniye düşününce, cevap aklıma yıldırım hızıyla geldi: Libya’da! 2011’de