Bir analiz haberde okumuştum. Şoförler, kazaların büyük kısmını, iyi bildikleri yollarda yapıyormuş. Nasıl olsa bu yolu biliyorum diye dikkati elden bırakıyor demek ki. Bizim durumumuz d
Yol ve iaşe masraflarını kendileri karşılamak üzere kurulan ''Mücahidin-i Mevleviye Alayı' 1. Dünya Savaşına katılırlar. Alay 1026 kişiden oluşmaktaydı, 110 kişi Konya Mevlevihanesind
Ölüm döşeğinde şöyle demişti: asıl bu üçüncüsüdür ki beni alıp tekrar engin kumların sûzan sinesine götürecek, Efendimizin Veda Haccı’dır. Bu öyle uzaktan hayal edilerek yazı
ABD'deki Müslüman çatı kuruluşları olan Müslüman Amerikan Cemiyeti ile Kuzey Amerika İslam Camiası kongresine, ülkede yaşayan gençler büyük ilgi gösterdi.
Türkiye Gençlik Vakfının (TÜGVA) öncülüğünde, Milli İrade Platformu tarafından 308 STK'nin katılımıyla düzenlenen "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyü�
Babam sol kolu ile Abdurrahman’ı kucağında tutuyordu. Sağ kol yerinde rüzgâra kapılan kaput. Kolun nerde kaldı baba, dedim, sessizce...
7 Ekim öncesinde ve sonrasında, 'Esir olarak yaşamaktansa, şerefli ve hür insanlar olarak ölmeyi tercih ederiz' diyen ve haksızlığa, zulme direnen Müslümanlara selam olsun...
Dünyamız artık “sosyal medya fenomeni” adlı bir kahramanla baş başa yaşıyor. O kahraman hayatını görüntülemeden, paylaşmadan, dijitale yansıtmadan yaşanmış kabul etmiyor. Gerçek
Almanya'nın Münster kentindeki camiye Müslüman ve göçmen kökenlilere yönelik, tehdit ve hakaret içerikli mektup gönderildi.
İsrail’in hak hukuk dinlemeden yürüttüğü zulümleri 100 yıl sonra Müslüman halkların yeniden daha güçlü bir şekilde uyanışına vesile oluyor.
Kavramların içinin boşaltıldığı günümüzde, “İslam nedir” sualine cevap aramak isteyenlere yardımcı olacak hacmi küçük muhtevası büyük olan Prof. Dr. Faruk Gürbüz hocanın kale
11 Aralık 1917’de, İngiliz General Edmund Allenby’nin yürüyerek Kudüs eski şehir surlarından içeri girişi, Ortadoğu’da bir dönemin de sonuna işaret ediyordu.
Yıllar içerisinde verilen siyonist eğitimin sapkın bir tarikata dönüştüğünü ve İsrail’de kitlelerin insana has merhamet formatından sıyrılmaya başladığını açıkça gördüğüm�
Bebekler ölüyor diyoruz, karşılığında “meşru müdafaa” yanıtını alıyoruz. Masumlar bombalanıyor diye haykırıyoruz, cevaben “kutsanan İsrail halkı” şeklinde tutumlar görüyor
Soru şu: Siz bütün bunlara rağmen bunun gibi durumlarda herkesi öldürür müydünüz, yoksa duruma göre karar verip bazen öldürmekten vazgeçer miydiniz? “Gazze İçin Sessizlik” kitabın