Ergün Yıldırım / Yenişafak
Hacca ve umreye gitmek bile geleneğe dönüştü. İbadet olsa başka olurdu zira....
Batı'nın künhüne vakıf olmadan batıcılık yapıldı bu memlekette ve Batı gardıroptan ibaret görüldü... Benzer durum geleneğe sahip çıkmak adına onu tahrip etmeye, karikatürleştirmey
Dünya üzerindeki dinlerin, inanç sistemlerinin, geleneklerin Batı uygarlığı ile karşılaşmaları sonrasında, bu uygarlığın “yıkıcı” gücü karşısında direnme güçlerini kaybett
İslamcılık üzerine tartışmaların, Müslümanlar var oldukça bitmesi elbette mümkün değil. Bu başlık altındaki bir gündemin sürekli yenilenmesi, hareketlenmesi gayet doğal. Hele İslam
Gündelik hayatın farklı alanlarında yaşanan değişimler, bir taraftan geleneksel olandan kopamayan ancak modern hayatın sunduğu imkânlardan da vazgeçemeyen bir dindar profili ortaya çıkard
Doğu medeniyeti yazılı değil sözlü geleneğe dayandığından toplum, kulağını ve dilini kullanmayı, dinleyip hafızaya nakşetmeyi esas kabul ediyor ve bunu yazıya tercih ediyordu. Bireyse
Peygamberimiz (s.a.) ve ashabı, ehl-i beyt, arifler hep evlendiler, çoğu rızkını çalışarak elde etti, yanılmak ve sapmaktan hep korktular, Allaha sığındılar ve tevbe ettiler. Kimseni
Modernizm ve modernite, sırtlarını dinî geleneğe yaslayıp geleneği fetiş gibi algılayan ve bu sayede sıfır maliyetle çok büyük bir güç ve iktidar kotaran çevreler nazarında birer şe
"Kuranî İslâma dönmek" adına geleneğe, tarihî ve manevî değerlere karşı verilen mücadele, sekülarizme teslimiyetin başlangıcı olmuştur.