Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

2000 yıllık Anayasa mâzimiz

Doğu medeniyeti yazılı değil sözlü geleneğe dayandığından toplum, kulağını ve dilini kullanmayı, dinleyip hafızaya nakşetmeyi esas kabul ediyor ve bunu yazıya tercih ediyordu. Bireysel değil kitlesel yaşam dolayısıyla da okuma ve yazmaya yani yazıya neredeyse ihtiyaç kalmıyordu.



Nitekim bunun bir yansıması olarak Türkler arasında yazı çok geç kullanılmaya baÅŸlandı.  Ä°slam öncesi Türk devletlerinde, devlet örgütünü ve sosyal hayatı tamamen sözlü kurallar organize etmekteydi.
 
“Töre” denilen bu sözlü kurallar manzumesi bu gün bazı araÅŸtırmacıların “Tengricilik” olarak adlandırdığı eski Türk inancının dini hükümlerinden ibaretti.
 
Töre, hakanın görevlerinden, toplumun vazifelerine,  ceza uygulamalardan, ahlak kuralları, dini ritüeller, yuÄŸ törenleri ve ölüm merasimlerine kadar birçok meseleye ÅŸekil vermekteydi. Bu haliyle  “töre” bireysel deÄŸil fakat toplumsal yaÅŸamın adeta pek çok alanını düzenliyordu.
 
Ä°slamiyet Sonrası Dönem
 
Ä°slamın kabulüyle birlikte yazılı ÅŸer’i hükümler toplum ve devlet hayatına girdi. Ancak Ä°slamiyet’in düzenlemediÄŸi veya devlet baÅŸkanın takdirine bıraktığı sahalarda ÅŸer’i kurallarla çatışmayan töre hükümleri de “örf“ adıyla varlığını korudu.
 
Osmanlı Devletinde kanunnameler, adaletnâmeler, fermanlar, hatt-ı hümayunlar hep bu örfi sahayı düzelmeyen hukuk belgeleriydi ve her padiÅŸah deÄŸiÅŸiminden sonra hükmünün yeniden tasdiki gerekirdi.
 
Tıpkı bu gün BirleÅŸik Krallıkta (Ä°ngiltere’de) olduÄŸu gibi temelde ortaya konmuÅŸ yazılı ve somut bir anayasa olmamakla birlikte bütün bu  yapının kendisi aslında bir anayasa iÅŸlevini görmekteydi.
 
Ä°lk Anayasa (Kanun-i Esâsi)
 
Ä°lk Anayasamız, Sultan II. Abdülhamid’in hakkında “Memleketi cumhuriyet haline koymak ve kendileri dahi reis-i cumhur olmak niyetindedirler” dediÄŸi Midhat PaÅŸa’nın zoruyla 1876’da yapıldı. 1877 başında da milletvekilleri seçildi.
 
 
Fakat bu anayasa o sırada toplanan tersane konferansını gereksiz kılmak ve Avrupa’ya bir sürpriz yapmak maksadıyla bir hata olarak aniden, adeta baskın suretinde ilân edildi.  Ä°lan ÅŸekli dolayısıyla da Avrupa tarafından bir oldubitti hareketi telakki edilerek hiçbir ÅŸekilde ciddiye bile alınmadı.
 
 
1876’dan sonra daha pek çok kez yeni anayasa metinleri yazıldı. Fakat asker ve bürokrat elinde ÅŸekillenen metinlere sivil otoritenin dahli neredeyse hiç olmadı. Giderek demokratikleÅŸmek yerine milli irâde budanarak bürokratik kurumlara pay edildi.



http://tarihvemedeniyet.org

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.