Nereden nereye geldik sorusuna cevap ararken muhakkak naylon çorap bahsi üzerinde de durmak gerekiyor. 1950'li yıllarda naylon giyim-kuşam “çok değerli”. Özellikle naylon kadın çorabı. O
Öylesine yoğun bir iş bölümü toplumu olduk ki, bizim yerimize düşünen, acı çeken, eğlenen, ödev yapan, tez yapan, kariyer yapan başkalarını ikame etmekte hiç gecikmedik. Uzaktan bakı
Kendi işimize saygı duymuyoruz, kendimize saygı duymuyoruz. Kendimize duymadığımız saygının yokluğu, toplumsal şikayete evriliyor: Bizden adam olmaz zaten. “BİZ” değil sen ne kadar “A
Toplumumuzun iyiye gitmesi için en büyüğünden en küçüğüne hepimizin görev bilincine, görev ahlakına, görev tanımına riayet etmemiz gerekiyor.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Bazıları aramızdan hızla ayrılıyor. Burada olan bedenlerine bakıp bu nasıl insan diye söylenmeyin. O çoktan otomatların arasına karıştı gitti.
İçimizin sıkılması, hayat enerjimizin düşmesi, ağzımızın tadının bozulması varlığı pay edemememizden sebep. Yokluğun mesuliyetini yüklenemeyip onu “haber” olarak tükettikçe duya
İçimizin sıkılması, hayat enerjimizin düşmesi, ağzımızın tadının bozulması varlığı pay edemememizden sebep. Yokluğun mesuliyetini yüklenemeyip onu “haber” olarak tükettikçe duya
Muhtemelen yıllar önce size anlatmışımdır. Anlatıp anlatmadığımı ben dahi hatırlamadığıma göre tekrarında bir sakınca yoktur. Zira şu içinde yaşadığımız dönemde, aramızda ki
Beşir Fuat'ın deneysel intiharı, sosyolojik ve psikolojik açıdan nasıl tarihi bir öneme sahip ise, Çetin çiftinin intihar edecekleri bilgisini sosyal medyadan paylaşıp, ardından enstrüman
Hastaların mahremiyetinin ilk ihlal edildiği dönemin Meşrutiyet yılları olduğunu biliyor musunuz? İlerlemiş Batılı ülkelerden hiç de geri olmadığımızı ispat etmek üzere hazırlanm�
Hakiki sohbetlerin olmadığından şikayet ediyor, sevdiklerimizle konuşacak bir şeylerimizin kalmayışına gamlanıyor, çocuklarımızın dünyasına meçhul oluşumuzun kederiyle kavruluyoruz.
Günümüzün çocukları ile ebeveynleri arasındaki en temel anlaşmazlık noktası vaktin verimli bir şekilde örgütlenmesi/örgütlenememesi.
Aile meclislerinde küçük çocuklara büyüyünce ne olacaksın sorusunun sorulması, çocukla uzun uzun sohbete etme imkanı tanımasından dolayı değerlidir.
Cuma günü ilk ve orta dereceli okullarda yarı yıl tatili başladı. Hal böyle olunca muhabirler okulların yolunu tuttu, bininci kez çocuklara ne olmak istediklerini sordu.
Mehmet Acet köşesinde ekonominin durumuna dair 10 soruya yanıt aradı. Salih Tuna, Kemal Öztürk, Fatma Barbarosoğlu ve Taha Kılınç da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.