Son yılların güncel tartışması son günlerde yine ayyuka çıktı. Pek çok insanın cevap aradığı o soru yine sorulur oldu: “Başörtülü kadınlar niçin başlarını açıyorlar?”
Sokaktaki adamın anlayacağı dilde belirtelim. Modern yaşamı doğuran sanayidir. Sanayi doğal yaşamın baş düşmanıdır. Ondan vazgeçmeksizin “doğa dostu” olunamaz.
İzlenimlerimi “köşe yazısı ebadıyla” sınırlasam da, dikkatli okurlar, Ürdün’den aktardığım her bir anekdotun, aslında ayrı birer yazı konusu olduğunu gözden kaçırmamıştır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin küresel ekonomik hedefleri yürürlükte olduğu ve askeri gücünü büyütme iradesi devam ettiği müddetçe, Tayvan Adası’nın Batı tarafından "sorun" olarak gün
"Leh bir kadının Müslüman erkekle evlenmesi 'basit ihanet' olarak görülmüyor. Kadın aynı zamanda Müslüman erkekten çocuk sahibi olacağı için ulus devlete biyolojik olarak da ihanet içi
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ülkesinin Türkiye ile ekonomik, siyasi ve askeri alanlardaki işbirliğinin sürmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Topkapı Sarayı'nda yapılmış son köşk olma özelliğini taşıyan 165 yıllık Mecidiye Köşkü'nde, 2 yıldır süren restorasyon çalışmaları tamamlandı. Topkapı Sarayı Daire Başkanı
Almanya’da vefat eden İslami edebiyatın öncü isimlerinden Yaşar Kaplan, tedavisine Türkiye’de devam etme hazırlığı içindeydi. Kaplan, 28 Şubat döneminde hakkında açılan davalardan
Moskova ile Erivan hattında esen soğuk rüzgarların yönünü belirleyebilecek bir açıklama Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'dan geldi. Paşinyan, bu sene Rusya liderliğindeki KGAÖ askeri
Başörtüsü için hazırlanan anayasa teklifi hakkında açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ "24. ve 41. madde çalışması tamamlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulacak aşamay
Yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızdan emin olamıyoruz ya bir türlü. Üzgünlüğümüz ve yılgın öfkemiz en çok ondan. Yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızdan emin olabilsek üzgün
Yalnızca güçlülerin işine gelen bu haksız, adaletsiz ekonomik sistemde bizi ‘Homoekonomikus’a dönüştürmek isteyenlere inat, her ortamda insan kalmak mümkündür.
Rahatlarının kaçacağını düşünenler de inandığı gibi yaşamak yerine ‘yaşadığı gibi inanmak’ yoluna girerek yozlaşmayı ve dünyevileşmeyi ‘hayat tarzı’ haline getiriyorlar.
Bize ferahlık veren, daima güzel şeyler hatırlatan, yanında kendimizi kıymetli hissettiğimiz, huzur bulduğumuz ve her şart altında güven duyduğumuz insanları daha çok sevmeliyiz. Onları
İnsan denilen soru'ya verilecek yanıtlar her şeyden önce, insanın üçlü yapısını, hissî, vicdanî ve aklî yapısını dikkate alınarak verilmelidir. Bu üçlü yapıdan birisinin ihmali y