Homo ekonomikus’tan insana
Yalnızca güçlülerin işine gelen bu haksız, adaletsiz ekonomik sistemde bizi ‘Homoekonomikus’a dönüştürmek isteyenlere inat, her ortamda insan kalmak mümkündür.
Gerçekte insanlar arasında bir menfaat çatışması yoktur ama rekabet vardır. Ä°lerlemek ve geliÅŸmek için de rekabet ÅŸarttır.
Ama nasıl rekabet?
Zayıfın haklarını çalarak büyüyen, güçsüzü ezerek ilerleyen deÄŸil, bitki, hayvan ve insan tüm canlıların haklarına saygı gösteren ve birlikte yaÅŸamayı amaç edinen bir rekabet anlayışından bahsediyoruz.
Yani bireysel ve toplumsal menfaatlerin çatışmadığı bir rekabetten.
Bugünkü kapitalist sistemde rekabet dediÄŸimiz ÅŸey de zaten rekabet deÄŸildir.
Nedir?
Ünlü Biyolog Charles Darwin’in doÄŸadaki yaÅŸam için öne sürdüÄŸü daha sonra da insanların kendilerine hayat felsefesi yaptıkları, “Büyük balık küçük balığı yutar, güçlüler ayakta kalır, zayıflar yok olmaya mahkumdur” tarzındaki anlayışa sahip olan sözde vahÅŸi hayat tarzının ekonomik ve siyasi iliÅŸkilerdeki masumlaÅŸtırılmış ve meÅŸrulaÅŸtırılmış halidir.
VahÅŸi hayat diye isimlendirilen doÄŸada bile böyle vahÅŸi rekabet yoktur, rekabetin arkasında gizlenmiÅŸ inanılmaz bir dayanışma vardır.
**
Londra’da kurulu Sîret Vakfı tarafından hazırlanan (Ä°nkilab yayınlarında çıkan ve Yeni Åžafak gazetesinin okuyucularına hediye ettiÄŸi) Sîret ansiklopedisinin birinci cildinin ekonomi bölümünde insanla toplum arasındaki ekonomik iliÅŸkilerin nasıl olması gerektiÄŸi sorusunun cevabı ÅŸöyle veriliyor;
“Ä°nsanın ekonomik problemini çözmek isteyenler ya kiÅŸisel hakları korumada ileri gittiler ve toplumun ortak yararlarını ihmal ettiler (kapitalist sistemde olduÄŸu gibi), ya da kiÅŸinin haklarına tümüyle zarar verdiler (komünist sistemde olduÄŸu gibi).
Ä°slam, toplumun menfaatlerine zarar vermeyen kiÅŸisel özgürlüÄŸe saygı duyar.
Kişisel haklar ve toplum hakları arasında doğru ve adil bir denge kurar.
Gerçekte, Ä°slâm bize, ekonomik prensiplerle, kiÅŸisel özgürlük ve toplum menfaatleri arasında hiçbir uyuÅŸmazlık olmayacak ÅŸekilde toplumsal yapıyı organize etmeyi saÄŸlar.
Kötü yanlarını bir tarafa bırakarak, komünizm ve kapitalizmin avantajlarını bir araya getirir.
Cemiyette sermaye büyümesinde veya yatırım hızında azalma korkusu olmaksızın, tüm bir iÅŸ ve hizmet fırsatı oluÅŸturur.” (sayfa 271)
**
“Allah yeryüzündeki her ÅŸeyin yaratıcısı ve sahibidir.
Her ÅŸeyi bütün insanlık için yaratmıştır.
Bu ilahi mirastaki payını almak için çaba sarfetmesi, her bireyin doÄŸuÅŸtan kazandığı hakkıdır ve hiç kimse, bu konuda rengi, inancı veya ırkı dolayısıyla fazladan hak iddia edemez.
Bu hak hiç kimsenin elinden kanunla alınamaz veya kimseye diÄŸerlerine göre öncelik hakkı verilemez.
Bütün vatandaÅŸlarının maiÅŸetlerini (yani geçimlerini) elde etmede eÅŸit fırsatlar ve adil bir imkana sahip olduklarından emin olmak devletin görevidir.
KiÅŸinin hayatını kazanması için giriÅŸim ve iÅŸ hürriyeti gibi etkinlikler kanun içinde kaldığı ve yasak olan bir iÅŸi kapsamadığı sürece devlet tarafından emniyet ve garanti altına alınmıştır. (sayfa 272).
**
“Ä°slam ne bütün ekonomik faaliyetleri ayıp ve günah sayarak insanın sadece manevi geliÅŸmesini önermiÅŸ, ne de kiÅŸinin manevi ve ahlaki yanını hiçe sayarak bütün dikkatleri maddi ÅŸeylerin kazanılmasına hasretmiÅŸtir. Hayatın her alanında dengeli bir hareket seyrini benimsemiÅŸtir.” (sayfa 274).
**
Büyük küçük her türlü menfaati merkezine alan ve insanları da bu tarz düÅŸünen bir canlıya (homo ekonomikus) dönüÅŸtüren küresel ekonomik ve siyasal sistemin içinde de insan kalmak mümkündür.
Düzenin bozuk olduÄŸunu bahane ederek bozulan insanlar, adaletsiz düzenin sürmesi için düzenin çarklarına su taşıyanlar ancak kendilerini kandırırlar.
Ä°slam yaÅŸanabilir bir dindir.
Zengin fakir, erkek kadın, kral ya da çoban herkesin hayatını kolaylaÅŸtırır, onu deÄŸerli ve anlamlı hale dönüÅŸtürür.
Onu yaÅŸanamaz hale getiren ya da öyleymiÅŸ gibi gösteren biziz.
Ä°nsan yalnızca ekonomik menfaatlerini düÅŸünen ve yalnızca çıkarlarına göre hayatını kuran bir canlı deÄŸildir.
Hayvanlar da öyle deÄŸildir.
DoÄŸa da vahÅŸi deÄŸildir.
VahÅŸi olan insanın menfaatlerini merkez yaparak kurduÄŸu adaletsiz düzendir.
Bir tavuk civcivlerini korumak için köpeÄŸe saldırır ve ölümü göze alır.
Birçok hayvan türlerinde görebileceÄŸimiz bu davranışı birçok insanda da görebilirsiniz.
İnsan insan kalabildiğinde canlıların en değerlisidir, kalamadığında da en değersizi.
Yalnızca güçlülerin iÅŸine gelen bu haksız, adaletsiz ekonomik sistemde bizi ‘Homoekonomikus’a dönüÅŸtürmek isteyenlere inat, her ortamda insan kalmak mümkündür.
Henüz yorum yapılmamış.