Akif Emre’yi ilk gördüğüm yer, İstanbul Balmumcu’da bir otobüs durağıydı. Soğuk havada bir akşam vakti, montunun yakasını boğazına kadar kaldırmış, Beşiktaş yönüne gitmeye ha
Nasıl bir bulut olmalı ki, kızıldan karaya; yaprak yeşilinden zehir yeşiline dönüyor. Ardından bir deli rüzgâr! Rüzgâr ama nasıl bir rüzgâr? Rüzgâr değil bu bir hışım. Fırtınay
Unutmayalım ki, henüz 25 yıl öncelerde de, Bosna'da, sırf Müslüman oldukları için 250 bine yakın insan en vahşi ve barbarca yöntemlerle sırb milislerince katledilirken, o zamanki Fransa B
Bizi salgın kurallarına riayet etmek için teşvik edecek olan şey sistemin icra ettiği genelgeler, para cezaları değil, bizzat bu koparılamaz ve feshedilemez gönül bağı olmalı. Gönüllü
Batı edebiyatında bulduğumuz ve hayranlıkla bakıp öykündüğümüz ‘realizm’ ya da modernite, Beckett, Sartre, Kafka, Camus gibi yazarlarda, modern Türk edebiyatında olmayan bir ‘felsef
Allah’ın bize lütfû olan Ramazan geldi ve bizi her yıl olduğu gibi mucizevi manevi iklimine aldı. Allah’a hamdler olsun. O, içinde bulunduğumuz olağanüstü şartlarda ayakta durmamız i�
Bu ben miyim yâ Rabbi? Soluduğum hava, sağlıkla aldığım nefes, attığım adım, söylediğim söz, işte kulak-ayak-göz-parmak vesaire. Bütün bunlar için binlerce şükür.
Her fırsatta tekrarlamayı gerekli gördüğüm bir hükme olan bağlılığımı koruyorum: Ucunda ölüm olmayan hiç bir şey ciddi değildir.
Her şeyin gördüğümüzden, bildiğimizden şahitlik ettiğimizden ibaret olmadığını akıl etmekten neden bu kadar uzağız. Bu eksiğimiz, bizi tek kişilik bir gerçekliğin kölesi kılıyor
Elimizi uzattığımız her şey çürüyor. Belki de dokunduğumuz için biz çürütmekteyiz. Gördüklerimiz kirleniyor. Baktıklarımız bizi kirletiyor, içimizi…
Servet sahibi olduğumuzu düşünürken, o birikimin hizmetçisi haline dönüşebiliriz.
"Dünyayı görmek için seçtiğimiz araçlar gördüğümüz dünyayı oluşturur."
“İnsan bildiğini düşündüğü şeylerle mağrurca oyalanırken” dedi beyaz saçlı adam, “hayat sonsuz bilinmezlik kozasına nice yeni düğümler ekliyor.”
Dünya kavram olarak yeryüzünden farklıdır. Yeryüzü insana açılan hakikat, dünyasını kurabileceği mekânken, dünya her ilişki biçiminde kendimize kurduğumuz hayat alanını anlatır. D
Bir şeyi yaparak ne kazanacağımızı düşündüğümüz kadar, o şeyi kazanmak için neyi feda etmemiz gerektiğini artık pek fazla düşünmüyoruz.